Friday 29 May 2009

IRAK’IN KİLİT NOKTASI: TELAFER



IRAK’IN KİLİT NOKTASI: TELAFER


IRAQ’S PIVOTAL POINT: TELAFER


Click on:

ITC TT Türkçe Olimpiyatları'nda Iraklı Öğrencilerle Biraraya Geldi



29 Mayıs 2009, Cuma

7. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, dün Ankara Kızılcahamam'daki programla başladı. 115 ülkeden gelen 700 gencin katıldığı açılışa ilgi büyüktü.



Asya Termal Tesisleri'ndeki törende bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne girişi için rekor oy alabiliyorsak, dünyanın dört bir yanındaki çelişkilerde arabuluculuk ve barış rolü üstlenebiliyorsak, Avrupa Birliği sürecinde müzakereleri yürütebili-yorsak bunda bu salondaki inancın büyük rolü var." dedi.



115 ülkeden 700 öğrencinin yarıştığı organizasyonun Komite Başkanı Prof. Dr. Mehmet Sağlam, açılış töreninde yaptığı konuşmada bu öğrencilere seslenerek, "Kazananlar sevinebilir, kaybedenler üzülmesin. Çünkü burada kaybeden yok. Hepinizi Türkçe'nin şampiyonlarısınız." dedi. Türkçe'nin, bir barış dili olduğu kadar bir bilim ve edebiyat dili de mutlaka olacağını vurgulayan Sağlam, "Buna çaba harcayanları minnetle anıyoruz." diye konuştu. ITC Türkiye Temsilci Vekili Sadun Köprülü'nün de konuk olarak katıldığı programda ilgi büyüktü. Program sonrası Irak'ı temsilen gelen öğrencilerle birlikte olan Köprülü, öğrecilere Başarılar diledi. Öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Köprülü; TRT ve CHA'na Türkçe Olimpiyatları hakkında demeç verdi.





Kerkuk.net

Thursday 28 May 2009

Iraq seeks neighbours help on power and water

Wed May 27

BAGHDAD (AFP) – Iraq is on Thursday to ask Iran and Turkey to help it fend off potentially deadly thirst and heat this summer by supplying the water and electricity it needs, an electricity ministry official said.

Both neighbours have reduced supplies on power lines that serve parts of Iraq and the country's water reserves are far below last year's levels.

"Stocks are very low and the level of the Euphrates river has dropped so much that there is no longer enough to produce electricity," Adel Mahdi, the minister's adviser on operations, told AFP on Wednesday.

He said Iraq's power and water shortage would be discussed with Iranian and Turkish representatives at a meeting in Baghdad on Thursday.
Iraq's peak electricity demand reaches around 11,500 megawatts, while its production capacity is only about 7,000 MW, leaving it with a 40 percent deficit.

To make up for the shortfall it buys electricity from its neighbours.
Mahdi said Iraq has signed contracts with Iran to import 200 MW to supply the southern city of Basra. There are also two high-voltage lines of 300 MW and 140 MW running to Diyala region northeast of Baghdad and and a 10 KW line to the Kurdish area of Panjawin.
The Iraqi government has signed a contract with Ankara for Turkey to supply 200 MW of power to the Kurdish district of Dohuk.

"During the meeting we will hold discussions with these two countries as Iran has decided to reduce electricity supply by half to Diyala because of a heatwave at home and Turkey is only supplying 150 MW of the 200 MW it is supposed to supply to Dohuk," Mahdi said.
In December, Electricity Minister Karim Wahid pledged there would be no more power cuts in 2011, eight years after the US-led invasion.

Disputes over the international allocation of water from the Tigris and Euphrates -- the rivers after which ancient Mesopotamia (between the rivers) was named -- is almost as old as Iraq.
But the current situation is unusually severe.

Iraq's dams contained a total of 11 billion cubic metres (388 billion cubic feet) of water in early May, down from more than 40 billion a year ago, although rainfall was at average levels last winter.

Turkey has increased water flow along the Euphrates into Iraq by opening sluices upstream after Iraq complained its farmers faced an imminent crisis, Iraq's Water Resources Minister Abdul Latif Jamal Rasheed said on Sunday.

Saturday 23 May 2009

MÜZİK İÇİN YAŞAYANLAR: 2 (KÜZECİOĞLU ve KERKÜK KIZI)





( Araştırma )
Bu defa birbirini tamamlayan iki sanatçıdan söz edeceğiz, erkek dünyasında Abdulvahit Küzecioğlu ve kadın dünyasında Kerkük Kızı, ikisini de yakın zamanlarda ne yazık ki kaybettik, Küzeçıoğlu’nu 29 Haziran 2007, Kerkük kızı da 16 Mayıs 2008, Allah ruhlarını şad eylesin..
Abdulvahit Küzecioğlu’na gelince o belki de gelmiş geçmiş en büyük sanatçıdır. Kerkük kızı da işlenmemiş toprağı işletti, yeni haritalar müzik hayatımızda çizdi ….

Küzecioğlu - 1925’de Kerkük’ün Çay mahallesinde doğdu. O çağda her çocuk gibi Molla’da ( hocada ) okudu, sonra ilkokula girdi. Sesli okuma yeteneği Molla’dayken fark edildi. İlkokulda Kur’an okurken öğretmenleri tarafından sesi beğenilip teşvik edilmişti. Ortaokuldayken öğretim hayatından ayrılıp, 1944’te Irak petrol Şirketinde işe başlamıştı. Küczecioğlu, çocuk yaşlarındayken Diyarbakırlı Celal Beg’in taş plakta şarkılarını dinleyip onun etkisi altında kalmıştı, daha sonra yerli havaları öğrenip sanat hayatına atılmıştı, kendisi bu bölümü şöyle anlatıyor ( Ben sanat seven bir aile içinde büyüdüm, rahmetli babam Ahmet Rıza Küzeci , çömlekçiliği meslek edinerek ekmeğini kazanıyordu, boş zamanlarında özellikle öğle paydosunda bir şeyler mırıldanırdı, hoyrat osun, mani olsun, sesi çok güzeldi, Müçalla, Kesik ve Nöbetçi hoyratları çok iyi okurdu. İşte bu atmosfer içinde gözüm dünyaya açtım. İlkokulu Kalede Muhemmediye okulunda müzik hocası olan Namık efendi bizzat benimle ilgilenmişti, onun kemanı eşliğinde, okuldaki bütün Türkçe Maraşlarını seslendirirdim. Artı camii, tekkelerde yapılan dini mevlitlere katılarak, bazen kuran okuyarak, bazen de tenzile, hoyratları dinleyerek müzik repertuarımı zenginleştirdim, özellikle Kerkük’ün tanınmış makamşinası Molla Sabır’dan makam, hoyrat usullerini dinleyerek ve kardeşi Molla Taha’nın taş plaklarını dinleyerek kendimi müzik bakımında geliştirdim ).

Küzecioğlu denildiği zaman akla ilk olarak Modernizm kavramı gelir. Çünkü o bir yenilikçiydi ve aynı anda yaşadığı çağa da sadık kalmıştı. Bu Sanatçının Hayatında ilkler hayli çoktur. İlk olarak 1952’de Londra Radyosunda Kerkük’ün birçok havalarını ( Hoyrat ve Maniler )okumuştu. Aslında onun Londra gidişinin nedeni çalıştığı Petrol Şirketin onu altı aylık Londra’da kursa göndermesiydi, o da bunu fırsat bilerek Londra Radyosu ile irtibat kurmuş, Radyonun Türkçe bölümünde Kur’an okumuş, şu hoyrat ve türküleri okumuştu: Muhalif hoyratı, Muçalla hoyratı, Kale’nin dibinde bir taş olaydım, çıkmağı çak çırağı yandırmamışım, kar etmez ahım, ay dolanaydı, altın yüzük yeşil kaş, bu bakımda şöyle diyor sanatçı ( Benin sanata gerçek başlangıcım İ.P.C denen petrol şirketine atandığım gün olmuştu, nitekim ünlü kemancı İlham Merdan ve tanınmış sanat seven Dayı Kadir aynı yılda 1944’de atanmışlar. Bizden sonra sanatçılar Mehmet Kalayı ve Sati Köprülü gelmişlerdi. Biz beraber şirkette bir müzik topluğu kurduk ve birçok konser verdik. 1952”de şirket beni İngiltere’nin başkenti Londra’ya mesleği eğitim kursuna gönderdiler. Benim orada olduğumu B.B.C radyosunun Arapça Servisinin Müdürü olan Sayın Naim El basri duyunca beni B.B.C radyosuna davet eder, benim sesimden birkaç eser kayıt etmeğimi teklif eder. Ben de ister Arap bölümünde olsun, Arapça Kuran Kerim okudum, ister Türkçe bölümünde olsun, Türkmen folklorundan birkaç eser kayıt ettim, yakın zamanlara kadar bu eserler radyodan yayınlanırdır ).

1954’de Bağdat Radyosun kasetten hoyrat ve türküler ilk olarak ve aralıklı olarak yayınlanmış, bu yayınlar Bağdat Radyosunda Türkçe yayın olmadığından dolayı Kürtçe yayınlar arasında yayına girmiştir. Aynı yılda Muhalif, Muçala hoyratlar ile ay dolanaydı, altın yüzük yeşil kaş türkülerini içeren plakları, halk tarafından büyük ilgi görmüş kısa zamanda tükenmişti…..

1957 yılında Beşiri, Mallalah hoyratları ile Bayat Gazel ve evlerinin önü yonca, Kale’nin dibinde bir taş olaydım, o yana dönder meni türkülerini içeren plakları satılmağa başlamıştı, hemen tükenmişti….
Ağam Süleyman, selevin seyit kızına ve güzellerde üç güzel var sevilir türküleri ve Kerkük divanı banda alınmıştır. Abdurrahman Kızılay ile birlikte Muhalif ûsulünde karşılıklı hoyratlar okumuştu…..
2 şubat 1959’de Bağdat Radyosunda Türkmence bölümü açılınca ilk sanatçı olarak orada oğlan yağlığıv hani durmaz parmağımın kanı türküsünü ilk olarak okumuştu…

Hoyrat usullerinin çoğunda usta olan Küzeçioğlu, Kerkük türkülerinin yayılıp tanıtmasında en çok çaba gösteren ve bu alanda en çok başarılı olan bir sanatçı olmuştu. Küzecioğlu, okuduğu parçaları ( Küzecioğlu’dan Hoyrat ve Besteler ) adlı bir kitapta toplatmış ve 1966’de ilk defa olarak yayınlamıştır ( bu kitabın genişleşmiş ikinci baskısı 2006’de çıkmıştır )…

Küzecioğlu Türkiye’ye yaptığı sık sık ziyaretlerinde Ankara ve İstanbul radyolarına gittiğinde ünlü müzisyen Nida Tüfekçi eşliğinde birçok hoyrat ve türküler kayıt etmişti. Onun burada okuduğu Kerkük türküleri genel halk musikisi repertuarına alınmış olup, Türk sanatçılar tarafından okunmağa başlanmıştır. Bugüne kadar da birçok Kerkük havalarının Türkiye’de geçek kaynağı olarak o gösterilmektir, bu bakımda Prof. Dr Suphi Saatçi şöyle diyor “ Abdülvahit Küzeçcioğlu derken biraz durmak gerekir. Çünkü Küzecioğlu gerçekten Kerkük’ün son yıllarda ( 1960’den sonraki yıllarda ) yetiştirdiği ustalardan biridir ve aynı zamanda, Kerkük musikisinin büyük bir elçisi sayılır. Bugün Türkiye’de duyulan türkülerin hemen hemen yüzde sekseni Küzecioğlu’nun yorumuyla alınmıştır “ …
Küzecioğlu’nun Irak Türkmen Müziğine yaptığı yeniliklere hiçbir zaman gözerdi edilmez, Örneğin Muhalif hoyratını okunduğunda, ona başka bir renk katmıştı. Bu okuyuş tarzı birçok sanatçı tarafından benimseyerek okunmuştu, özellikle Türkiye’de bir icra örneği olarak tutulmuştur. Nitekim bu hoyratın aynısını Mehmet Özbek ve İclal Akkaplan okumuşlardır.

Dağlar yeşil boyandı
Kim yattı kim uyandı
Kalbime ateş düştü
İçinde yar da yandı
Su septim ateş sönsün
Septiğim su da yandı ( Muhayyer – Segah )
Beşiri hoyratını okurken onu iyi okuyanlardan birisi sayılmıştır, nitekim Türk ses sanatçısı Neriman Altındağ ( Tüfekçi ) aynısını plaka almıştır, sonra İclal Akkaplan da okumuştur…
Oyan yeri
Seherden oyan yeri
Yüz yıl sel gelse oymaz
Bir gün gam oyan yeri ( Rast )
Muçalla hoyratını farklı bir şekilde okumuştu, bu icra biçimi bir yenilik sayılır. Bu hoyratı zalim zalim kelimeleri ile başlayışı ve Segah nağme istikametinde gedişi bir yenilik icrası sayılır. Bu bakımda araştırmacı Ata Terzibaşı şöyle diyor “ Küzecioğlu dört kanatlı hoyratlarını müstakil olarak söylenmesi yerine, daha çok kanatlı hoyratların, makam ve arı biçimde ve hoyrat üslup ile düzenli olarak söylenmesini gerçekleştirmesi bir nevi yenilik sayılır. Bu yenilikle 1950’den bu yana ilk kez Küzecioğlu’nun seslendirmesinde rastlıyoruz “. Nitekim bu icra biçimi hızla yayılmıştı. Türkmen ses sanatçısı Kerkük Kızı Ve Türk ses sanatçıları Saniye Can, Neriman Tifekçi, Mehmet Özbek ve İclal Akkaplan da okumuşlardı.

Böyle bağlar
Dost başını böyle bağlar
Bülbül ağlar gül açmaz
Verendi(r) böyle bağlar
Tabip gedsin yar gelsin
Yar yahşi yaram bağlar
Gel çek bu ayrılığı
Gör nece yürek dağlar
Tutaydım yer elin
Çıkaydım sene dağlar ( Hicaz )
Küzecioğlu Deli Hasan hoyratını tamamıyla Hicaz çeşnisiyle okumuştu
( Söz: Mehmet İzzet Hattat ) ( Hicaz )
Kebabın közü yanar
Sürmenin gözü yanar
Dostunu yada veren
Akıbet özü yanar
Küzecioğlu Ömergele, Yolcu, Mazan, Nöbetci, İskender, Kesik, Yetimi, Darmangah hoyratların en iyi icra etmişti. Kürdü hoyratına ilk defa olarak bu ûsulü Divan ezgisi bağlı olarak okumuştu, bu da bir yenilik sayılır.. Divan havasını ( diğer adıyla Urfa ) en iyi icra etmişti, yanında Gazel havası da gelir…
Küzecioğlunun getirdiği yeniliklerden en önemlisi konserlerinde, özellikle Televizyon konserlerinde Makamla başlayışı, hoyrata gedişi ve ayni nağme içinde şarkıyla bitirmesi bizce o bir müzik ziyafetidir, başka deyişle o çok sesli müziğin tâ kendisi ama Türkmen şivesiyle, ama ne yazık ki bu kimsenin dikkatini çekmemişti ve onun açtığı çığırı izlenmemişti….

Kerkük türkülerine gelince Küzecioğlu bu bakımda bir hazine sayılır. Üstünden yılların tozunu alarak onlara yeni bir hayat vermişti ve aynı zamanda modern şarkılar yapmıştı. Irak Türkmen müziği denildiği zaman Küzecioğlu öncesi ve Küzecioğlu sonrası iki ayrı döneme ayrılır. O güzel sesiyle ortalığı harekeletmişti ve Irak Türkmen müziğin yeni bir döneme girmesine neden olmuştu. İşte onun canlandırdığı türkü ve şarkılar:
1- Altın yüzük yeşil kaş
Salana salana
Bir çift abalı dostum
Gel gideğ seyrana ( Segah )
Bu türküyü Türkiye’de sanatçı Muazzez Türünk ve Saniye Can Radyoda banda almışlar
2- Ay dolanaydı(r) gün dolanaydı(r)
Yarın tek tek yerişi
Mende olaydı(r) ( Bayat )
Bu türküyü Türkiye’de sanatçı Mustafa Geceyatmaz, Neriman Altındağ ( Tüfekçi ) ve topluluk şeklinde Aliye Akkılıc Radyoda banda doldurmuşlar
3- Oğlan yağlığıv hani
Durmaz parmağım kanı
Menim sevdiğim sensin
Senin sevdiğiv hani ( Çargah )
Bu türküyü Türkiye’de ilk olarak Nurten İnnap Radyoda banda almıştır.
4- O yana dönder meni
Bu yana dönder meni
Sol yanım yaralıdır
Sağ yana dönder meni ( Hicaz )
Türkiye’de batı terziyle Selda Bağcan okumuştur.
5- Bu hal ne haldı
Güzel ne haldı
Yanakta dügdürüpsün ( Hicaz )
Bu türkü Türkiye’de ilk defa olarak Mustafa Geceyatmaz, Neriman Altındağ (Tüfekçi ) ve Muzaffer Akgün tarafından okunmuştu.
6- Kale’nin dibinde bir taş olaydım
Gelene gidene yoldaş olaydım ( Rast )
Bu şarkı Türkiye’de ünlenmiş, birçok sanatçı tarafından okumuştu, hatta sanatçı Zara okuduğu zaman 2002 yılında süper şarkısı seçilmişti ve ödüllenmişti. Bu Şarkını ilk okuyan Mustafa Geceyatmaz ve Neriman Altındağ ( Tüfekçi ) okumuşlar, sonra Selda Bağcan okumuştu….
Küzecioğlu bugüne kadar Irak Televizyonlarında ve Irak Türkmen Radyosunda yaklaşık 1000 üzerinde şarkısı vardı ve TRT müzik bölümün repertuarında yaklaşık 100,e yakın notasıyla birlikte şark adına kayıtlıdır. Bunların göz önüne alırsak TRT olsun başka korum olsun Küzecioğlu’na hiçbir maddi değer vermemişti. Bugüne kadar türküleri yüz binlerce defa TRT, özel kanalarda ve Türkiye Radyolarında çalınmıştı anacak Küzeci’ye telif hakkı, hiçbir manevi değer bile, hatta bir onurluk bile sunulmamıştır.
Hayatının son yıllarında yatağa hasta düşerek hem savaşın kızdığı ve kargaşanın her şeyi altüst ettiği yıllarda sanatçı Kerkük’te evinde yalnız, hasta ve yatalak olarak kalmış , emekli maşıyla kıt geçiniyordu… aynı bu hoyrattaki gibi :
Biz üç kardeştik bir ana
Sıkılmıştık bir hana
Felek bir tepme çaldı
Attı her birimizi bir yana ( Ömergele hoyratı… Çargah-Segah )
Sonunda acılar içinde 29 – 6 - 2007 tarihinde bu dünyadan göç etti, olduğu ortamda hem garip hem de yabancı:

Gurbet illerde oldum yaralı ( Bayat )
Söz ve müzik: Küzecioğlu

Gurbet illerde oldum yaralı
Bir mektup yazdım gözü karalı
Bir yarım vardı başı belalı
Ağlama annem tez de gelirem
Ölüm olmazsa seni görürem

Kolumu bağladılar demire
Hiç kimsem yoktu meni kayıra
Korkarım var felek bizi ayıra
Ağlama……………………

Oldum piyade duştum yollara
Çanta bağladım ince bellere
Heyl kuvvet verdim uzun yollara
Ağlama……………………

Çöllerde pişer çoban aşı
Çoban oturup karşı be karşı
Şat kimin akar gözümün yaşı
Ağlama………………….
Netice itibarıyla bu sanatçının ömrüne sığdırdığı eserler ve yarattığı yeni icra yollar takdiri şayan ile her zaman karşılanacak, bizim müziğimizi nerden nereye getirdi. Bir zamanlar dar bir ortamda ve küçük bir gurup içinde söylenen eserler bugün bütün dünyanın dillerindedir. Gerçekten nereden nereye…

Kerkük Kızı’ya - gelince o bir sanatçı, bir kadın, bir insan olarak çok sıkıntılar içinde yaşamıştı.
Kadının asıl rolü evdedir diyen, onu kapıdan dışarı çıkartmayan ve kadını ikinci derecede insan sayan bir toplumda bir kadının sanatçı olmak ne kadar zor ve yolları ne kadar çetindir. Zaten erkek sanatçıların çektikleri ortadır, ona hor gözle bakmak, bazen de onu bir günahkâr olarak saymak ve sonunda tövbe edecek diye düşünmek. Hem de 1950’lerin sonunda Selime Hanım, bir kadın olarak çıkıp Radyo’ya gitmesi büyük bir cesaretlik ve topluma meydan okumaktır. Bundan sonra toplumdan gelen tepkilere karşı hep o sessizce kaldı ve direndi. Çünkü o bir çığır açmak zorundaydı, kadının asıl yeri yaratıcılık meydanlarıdır diye o yola koyulmuştur.

Asıl adı Selime Ahmet Kırdar olan ve Kerkük Kızı adıyla tanılan sanatçı 1928 yılında Kerkük’ün Avcılar mahallesinde doğmuştur. Çocukluğunu oksuz olarak, anasızlık, babasızlık özlemi çekerek geçirdi. Doğrusu o sıcak aile ortamından mahrum kalarak yaşadı ve büyüdü. Nitekim evlendiği zaman canla dişiyle kendi ailesini ayakta tutmağa çalıştı ve başarı oldu. Kerkük’ün emekli belediye muhasebecisi Salih efendinin eşi olan bu değerli hanım ve ses sanatçısı, üçü kız ikisi erkek, beş çocuk anasıdır. Eşine ve çocuklarına çok bağlıdır, yüzünde daima derin, anlamlı bir tebessüm vardır. O Türkmen halkın dertleriyle, özellikle Türkmen hanımları dertlerini dile getirmek için dopdoluydu. İçi bir sanat fışkırışı ile saklıydı, bundan dolayı gözleri hep Radyoya giden yollara dalardı. Bu arzuyu değerli sanatçı Küzecioğlu’ya açıkladığında, o elinden hemen tuttu, Radyoya götürdü ve onun yardımıyla birkaç hoyrat ve türkü Radyoda kaydetti ve kaydetmeğe devam etti. Bağdat Radyosunun Türkmence bölümünde okuduğu şarkı ve türküler Irak Türkmen müziğine yeni bir soluk getirmişti. Hoyrat usullerden Muçalla ve Muhalif’i ustaca okumuştu. Kerkük kızı Kerkük’te kadınlara mahsus birkaç konser vermiştir. Bir sohbette kendisini anlatırken, müziğe küçük yaşta ilgi duyduğunu ve Türkmen sanatçıları dinlemiş olduğu türkü ve hoyratlar ezberlediğini söylemişti. Gizlilik perdesinden çıkmayan ve sesiyle diğerlerine örnek olan sanatçı bu alanda çok başarılı adımlar atmıştı, bu adımlar takdirle karşılaşmıştır. Geçekten Selime Hanım 1959 yılında karşımıza bir kadın ses sanatçısı olarak çıkmış; o tarihlerde Türk ve İslam dünyasında bu alanda ender görülen öncü kadın sanatçıların listesine hem Kerkük kızı adını altın harflerle yazdırmış, hem de Irak Türkmen müziğin kadın sesiyle dünyaya duyurmuştur. Uzun Yıllar geçmesine rağmen türküleri ve hoyratları Irak Türkmen halkınca hala haz olarak dinlenen, narin sesiyle, hoyrat okuma ustalığıyla Türkmen klasiklerinde yer edinmiştir. Başarıyla okuduğu bazı eserler:

1. Kerkük’ün etrafı dumanlı dağlar
2. Sönmez aşk ateşi- söz: Mehmet İzzet Hattat
3. Bir güzel sevdim
4. Oy gelin gelin
5. Arakçiniv çin çini
6. Abdulvahit Küzecüoğlu’nun bestelediği O yârin ala gözleri
7. İzettin Abdi Bayati’nin yazmış olduğu Güldür meni güldür
8. Ali Marufoğlu’nun yazmış olduğu Müçalla hoyratları
9. Muhalif Hoyratlar
10. Hasta düştüm
11. Olaştım Köprüye
Ve diğerleri…
Türkmenlerin seçkin evladı olan Kerkük kızını Irak Türkmen ses sanatında kadınların da yer alması gerekliğini kendisi bize bilfiil bu görevi üstlenerek göstermişti, Irak Türkmen müziğin önemli bir boşluğunu doldurmuştu ve kendinden sonra gelen kadın sanatçılara yol açmıştır. Nitekim sonradan büyük ses sanatçısı Zeynep Demirci çıkmıştı ve onun izinde yürümüştü..

Ne yazık ki birkaç yıl sanatını icra ettikten sonra kendi kabuğuna çekildi ve bir daha onun sesini duymadık. Doğrusu Kerkük kızı’dan sonra gelen kadın ses sanatçılar aynı şeyi yapmışlar. Örnek olarak Zeynep Demirci 1970’lerin sonunda çıktı, birkaç yıl sanatla haşir neşir olduktan sonra o da aynı akıbete uğradı. Nedeni pek bilenmez. Ya toplumun tepkisinden dolayı, ya da devlet baskısından dolayı, veya ambargo yılların acımasızlığından dolayı veya da hepsi birden. Sebepler çoktur ama netice aynıdır. Irak Türkmen Müziğin kadın sesinden yoksul kalması söz konusu olması..

1- Muhalif hoyratı :
Baba bu gün
Sürme meni
Çek göze sürme meni
Gözlerim ağam
Eskiden emektarım
Kapuvdan sürme meni
Aman aman aman aman aman
Aman aman eliveden
Hiç bilmem hara gidem

Baba bu gün
Göze daim
Çek sürme göze daim
Nahsı yoldan gelisen
O yola göz edeyim
Aman aman aman aman aman
Aman aman elivden
Hiç bilmem hara gidim
2- Muçala hoyratı :
Zalim zalim zalim zalim
Harap adım
Dost atar harap adım
Rakipler yığnağ eder
Koydular harap adım
Ah men yoh sen
Düşkünüvem bu günde men zalim

Zalim zalim zalim zalim
Harap adım
Dost demez harap adım
Avcını dağdan eder
Bir yanlış harap adım
Ah men yoh sen
Mahsünüvem zalim

3- Ulaştım köprüye :
Ulaştım köprüye geçe bilmedim
Şarabıv eccidi güzel içebilmedim
Yar bize gelipti nice bilmedim
Dolanım başıva güzel olum pervana
Derduvden kül oldum güzel oldum divana

Her yana bak her yana taştı kelekti-r
Kız başıv üstünde çarkı felekti-r
Nenesi huridi kızı melekti-r
Dolanım başıva………….

Dere kenarında bir sürü kızlar
Boynunu uzadıp gider dereye
Meni yandırpdı gelinler kızlar
Dolanım başıva……………..
Sonuç
Birbirini tamamlayan iki büyük sanatçıdan söz ettik. Biri erkek dünyasını fetheden, 19.YL’ deki
Sanatçılar gibi Hoyratta yeniliklere araç olan, 1950’lerden önceki sanatçılara özenerek, ama onlardan farklı olarak kendini ortaya koydu. Çünkü okunan hoyratın sözleri hiçbir sanatçının ağzından anlaşılmazdı ama küzecioğlu’nun ağızdan inci gibi dizilirdi, keza Kerkük Kızı.


Kerkük Kızı’na gelince o bir öncülük yaptı, bin yıllarca kilitlenen Kadın dünyasının kapılarını bize açtı, dertlerini dile getirdi. İkisi de Türkmen Müzik semasında sonsuza dek parlayan yıldızlar gibi kalacaklar..

Friday 22 May 2009

Iraq’s Turkmen intellectuals searching for their future

In case you have missed it: Article by Hasan Kanbolat

The third meeting of the Iraqi Turkmen Press Council was held between April 10 and 12 in İstanbul. The purpose of the meeting, organized under the guidance of Professor Suphi Saatçi, Mehmet Tütüncü and Şükran Kayacı, was to promote the Iraqi Turkmen press.


The Turkish press, intellectuals, bureaucrats and politicians were uninterested in the meeting. Interestingly, even İstanbul deputies and representatives of local party organizations did not pay heed to the meeting. The only notable attendees were Erşat Hürmüzlü, the chief advisor to President Abdullah Gül on the Middle East, and Iraq's consul general in İstanbul. Considering the fact that President Gül met with Turkmen and Arab intellectuals in İstanbul on April 11, one can suggest that the Turkish presidency was the only body that attached importance to the meeting. It is an odd contradiction for Turkish intellectuals and politicians to show close interest in Iraqi Kurds while turning a blind eye to Iraqi Turkmens.


Iraqi Turkmens have always been shadowed by the fact that they are regarded as extensions of the Ottoman Empire and the Turkish Republic. They could not manage to get their voices heard about the pressure they were subjected to and the losses they suffered both during the time of Saddam and the US occupation. Their cries were always muted. They were always a community living in the shadows. However, Iraqi Turkmens are intellectual people. They do not like conflicts. They always seek to find conciliation with other groups. They believe in their hearts in territorial integrity, increased welfare and democratization. They do not want be a minority, but desire to be a community within the majority and contribute their richness to Iraq by preserving their identity. This is well exemplified in their past.


The first Iraqi Turkmen newspaper was published in 1915. However, it is ironic that there is no Turkmen press association in Iraq. They note that for several months, they have experienced difficulty in their attempts to become members of the Iraqi Press Association and that they are not allowed to establish their own trade unions. In Iraq, there are more than 100 TV channels -- about half of which operate via satellite -- but Turkmens have only one TV channel, namely Türkmeneli TV. Another problem they face is that although they have local papers, they do not have a national newspaper through which they could have their voices heard by the general public in Iraq.


Turkish and Western journalists who go to Iraq are, in general, not specialized in the topic of Iraq. They do not know problems or details. They tend to run analyses without knowing the distinction between Sunnis and Shiites or between Kurmanji or Sorani. They tend to cover groups such as Kurds and organizations that make sure their voices are heard by resorting to the use of arms. They tend to see peace-loving peoples like Turkmens as mere folkloric elements. They do not even try to understand the existing war.


About 75 percent of Iraqi people watch satellite TV channels to stay informed, while 6 percent tend to use Internet news sources. The written press does not have any weight in society. In Iraq, rife with attempts at disinformation, it is hard to say that there is a free press. For this reason, a new press law is in the making. If free and democratic press organizations cannot exist in Iraq, we cannot expect democracy to take root and territorial integrity to be secured.


Turkmens represent a cornerstone for democratic order in Iraq. The place of Turkmens within the integrity of Iraq should be given greater emphasis so that future generations can live in peace. It should not be forgotten that various languages are part of the wealth of Iraq. Iraq needs peace and dialogue. Iraq no longer wants to see more bloodshed.

ITC TT'den Hurmüzlü'ye Ziyaret


22 Mayıs 2009, Cuma.

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi vekili Sadun Köprülü ve beraberindeki heyet, T.C. Cumhurbaşkanı Ortadoğu Danışması Erşat Hürmüzlü'yü makamında ziyaret etti.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ortadoğu Danışması Erşat Hürmüzlü'yü makamında ziyeret eden ITC TT'liler görüşmede, Irak'taki son durum Kerkük meselesi, sayım seçim konularına değinildi. Türkiyenin çok yönlü Irak politikasına değinen Hürmüzlü, "Irak'taki Türkmenler, Irak siyasi denkleminde önümüzde dönemde dahada ağırlık kazanacaktır." dedi.

Thursday 21 May 2009

Türkmenler, 23.maddeyi konuştular…

Özdemir HÜRMÜZLÜ


Kürtlerin Irak Anayasasındaki 140.maddenin bedelini kabul etmeyen, Irak merkezi hükümetinin pek ilgi göstermeyen ve Irak parlamentosu tarafından Kerkük’teki etnik grupları tatmin edecek arayışlar kapsamında kurulan Gerçekleri İnceleme Komisyonun çalışmalarına ışık tutmak amacıyla Irak Türkmen Cephesi Genel Merkezi’nde bir brifing verdi.Brifinge, birçok Türkmen siyaseti, yazar ve bürokrat katıldı.

ITC genel Başkanı ve Gerçekleri İnceleme Komisyonu Türkmen üyesi Dr. Sadettin Ergeç başlangıç konuşmasını yaptı. Dr.Ergeç:’’2009 yılı Türkmeneli, özellikle Kerkük için çok hareketli bir yıl olacağı’’. İfadesiyle konuşmasına başladı. Ve ekledi’’23.madde Türkmenler, Kerkük’e Irak’ın toprak birliği içinde kalmasını ve kentin Türkmen kültürü korunması için olağanüstü çabalarının sorucu doğmuştu. 23.madde belki de tam istediğimiz hedefleri gerçekleştirmemiş olabilir, çünkü ortada Irak’ın aktif grupları arasında bir siyasi anlaşma var olduğunu bilmemiz gerekir.

Zira bugün Kerkük’te göçmen bahanesiyle yapılan tecavüzler aynısını belki de daha fazlasını Bağdat ve güney illerinde yapılmaktadır. Bu nedenle Kerkük’te tecavüzler kalkmadan ne sayım ne de seçim yapılır.23.maddenin uygulanması için önce kente adilce yönetimin paylaşılması elzemdir’’.Diyerek konuşmasının ilk bölümünü bitirdi.Konuşmasının ikinci bölümü ise komisyonun son Kuzey İrlanda ziyaretinin detaylarını anlattı.

Dr.Ergeç:’’Ben şahsen bu ziyareti pek faydalı olduğunu görmüyorum, çünkü Kuzey İrlanda’daki mezhep çatışması var Kerkük’te ise kimlik çatışması var’’.İfadesinin kullanarak konuşmasına son verdi.Ardından katılımcılara konuşma fırsatı verildi. Katılımcılar:’’Türkmen siyasi kurum ve kuruluşları artık birlikte hareket zamanı geldiğini konusuna parmak bastılar.

http://bizturkmeniz.com/tr/index.htm

Davetiye: Amsterdam Üniversitesinde Türkmen Paneli

Lecture on Turkmeneli at Vrije Universiteit AMSTERDAM
on 5th June 2009
(click on poster to enlarge)

Tuesday 19 May 2009

Iran says US training terrorists in north Iraq

2009-05-19
Iran says US training terrorists in Iraq north

Khamenei accuses Washington of preparing terrorists in Iraq's Kurdish region to attack Iran.
TEHRAN - Iran's supreme leader Ayatollah Ali Khamenei accused Washington on Tuesday of training terrorists in the Kurdish region of neighbouring Iraq.

"Behind our western border, the US is training terrorists. It is spending money and handing out weapons to be used against the Islamic republic" of Iran, he said in a televised speech in the western Iranian province of Kordestan.

"The Americans have dangerous plans for (Iraqi) Kurdistan ... Their plans are not aimed at defending the Kurdish people, but they want to control them," he said in the city of Saqaz.
"Our Kurdish friends on the other side of the border have told us that the US officers are paying the Kurdish youth on the Qandil hills in exchange for information," he said.

"They pay money to create mercenaries. It is unworthy of Kurdish youth," Khamenei added.
The border region with Iraq has often seen deadly clashes between Iran's armed forces and the Kurdish separatists.

Iranians have targeted the Party of Free Life of Kurdistan (PJAK), an Iranian Kurdish separatist group which has launched attacks on Iran from rear-supply bases in the Kurdish mountains of northern Iraq.

The group is closely allied with the Kurdistan Workers' Party (PKK), which has launched similar attacks against Turkey.

On February 4, the US Treasury included PJAK as a "terrorist" group, while the PKK too is blacklisted as a terror group by both the European Union and the United States.

The PKK took up arms for self-rule in Turkey's Kurdish-majority southeast in 1984, triggering a conflict that has claimed some 44,000 lives.

Iraq, Iran, Syria and Turkey all have significant ethnic Kurdish minorities.
http://www.middle-east-online.com/english/?id=32129

Monday 18 May 2009

Türkmenler Nüfus Sayımının Ertelenmesini İstiyor

18 Mayıs 2009, Pazartesi.


Iraklı Türkmenler, bu yıl Eylül ayında Irak'ta yapılacak nüfus sayımın şartların uygun olmadığı ve Anayasa'nın 23. Madde'sinin Türkmeneli bölgesinde uygulanmadığı gerekçesiyle sayımın ertelenmesini istiyor. Türkmenler, teknik, idari ve siyasi açıdan ülkenin böyle bir sayıma ortamın müsait olmadığını dile getiriyorlar.


Iraklı Türkmenler, bu yıl Eylül ayında Irak'ta yapılacak nüfus sayımın şartların uygun olmadığı ve Anayasa'nın 23. Madde'sinin Türkmeneli bölgesinde uygulanmadığı gerekçesiyle sayımın ertelenmesini istiyor. Türkmenler, teknik, idari ve siyasi açıdan ülkenin böyle bir sayıma ortamın müsait olmadığını dile getiriyorlar. Irak'ın kuzeyindeki Kerkük kentine bir araya gelen Türkmen gruplar, Irak'ta yapılacak nüfus sayımı ile Anayasa'nın 23 Madde'sini görüştü. Kerkük'te Türkmeneli Partisi'nde yapılan toplantıya Türkmen siyasi grup temsilcileri ile Türkmen uzmanlar katıldı. Toplantıda Irak'ta yapılacak nüfus sayımı ele alındı. Iraklı Türkmenler, ülke genelinde bu yıl yapılacak nüfus sayımında 23. Madde'nin uygulanmaması halinde sayımın ertelenmesini talep etti.


Konu ile ilgili Cihan'a açıklamada bulunan Türkmeneli Partisi Başkanı Riyaz Sarıkahya, toplantıda nüfus sayımını ele aldıklarını ifade etti. Irak'ta nüfus sayımının güvenlik nedeniyle yapılmasının uygun olmadığını belirten Sarıkahya, "Sayım her devlette önemlidir. Biz de Irak için sayımı önemli görüyoruz. Ancak bugünkü ortam Irak'ta sayımın yapılmasına asla müsait değil. Irak'ta adeta bir iç savaş yaşanmaktadır. Çok sayıda Kerkük ve Türkmeneli arazileri kuzeydeki partililer tarafından işgal edilmiştir. Bu terör, işgal ve gerginlik ortamında sayımın yapılması tabi ki olumsuz yönlere, bilgilere, verilere yansıyacaktır. Bazı toplumlar ve insanlar mağdur edilecektir. Dolayısıyla biz, Irak'ta sayım şartlarının normalleştirilmesine kadar hatta normalleştirmeden bir yıl sonra da sayımın ertelenmesini talep ediyoruz." dedi.


Irak Türkmen Cephesi Kerkük Temsilcisi Erşad Salihi ise Cihan'a açıklamasında Kerkük'te demografi bir değişim meydana geldiğini belirterek, bunun da özellikle Türkmeneli bölgelerinde yapıldığını söyledi. Salihi, bu yüzden her hangi bir şeyin yapılması yanlış olacağını kaydederek şunları söyledi: "İyi hesaplanmayarak atılacak adımlar yanlışlara neden olabilir. Kerkük konusuna gelince; hem sayım hem de Seçim hiçbir olumlu netice getiremez ve gerçeği yansıtamaz. Demografik değişimlerin kalkması da mutlaka 23. Maddenin uygulanmasıyla olur. Göçmen adıyla Kerkük'e gelenler yerlerine dönerse Kerkük'ün gerçek yüzü ortaya çıkar ve Seçim, sayım başarılı sonuçlar verir. Aksi takdirde hiç bir netice olumlu olamaz."


Türkmen Milli Partisi Başkanı Cemal Şan ise yapılacak sayımda Türkmenlerin ortak görüşünün bu nüfus sayımının ertelenmesi kararı çıktığını belirtti. Kerkük'te hala 23. maddenin hala uygulanmadığını ifade eden Şan, Ciha mikrofonuna "Bu madde uygulanmadıkça nüfus sayımı gerçek, temiz ve adil olamayacaktır. Arazilerimize tecavüz edilerek buraya yerleştiler. Kentte siyasi amaçla gelen göçmenler var. Bu gibi sorunlar çözülmedikçe denge bozuktur. Bunun için 23 madde uygulanmadıkça nüfus sayımın ertelenmesidir. Ayrıca bu konuda tüm siyasi gurupların ve uzman kişilerin katılmasıyla ortak bir komisyon kurulmalıdır." diye konuştu.

(CHA)
http://www.kerkuk.net/haberler/haber.aspx?dil=1055&metin=200905188

Friday 15 May 2009

BİR YILDIZ KAYDI

BİR YILDIZ KAYDI
Ali Kasapoğlu

Beş yıl önceydi ansızın aramızdan ayrılması Yayçılı Kemal’in. Şehit olmasından bir yıl sonra kendisine yaptığım bir belgesel filmine bu ismi koydum’’Bir Yıldız Kaydı’’Çok erken gitti ebedi alemine Yayçılı, oysa ki bu milletin kendisine çok ihtiyacı vardı. Ne kendisi ne de Türkmen milleti isterdi bir birlerinden ayrı kalmayı ama kaderi değiştirmeye kimsenin gücü yetmez.

Milleti için bir Bağdat yolculuğu yaptı. Ne yolculukmuş be, üç beş gün sonra geri döneceğim dedi hala geri dönmedi Yayçılı. Bağdat bu kadar uzak mı. Doksanlı yılların başında kendisiyle tanıştım. Neşeli, senden biri, kibar, mütevazı, yönetici, ileriyi gören ve en önemlisi bugünkü yöneticilerden farklı olmasıydı, kısacası ‘’adam gibi adamdı’’.

Kendisi bir liderdi bana göre ama ben bunu söyleyemiyorum. Çünkü hep böyle olmuştur. Şehit olduktan sonra yada vefatından sonra lider belki önder dedik ender insanlarımıza. O dönemi yaşamadım ama adım gibi eminim Necdet Koçak, Adil Şerif, Rıza Demirci, Ata Hayrullah’a kimse sen liderimizsin dememişti.

Onları kaybettikten sonra lider olduklarını anlamıştık. Bazen ne tuhaf bir milletiz diye söylenirim kendi kendime, bu topraklarda liderlik kavramını yaratan bu millet bugün hep ölü liderleri kendine lider ediniyor. Nedense bütün liderlerimiz ölüdür. Kim bilir kendini lider empoze edenlerde bugün milletin kalbinde ölüdür. İnşallah değildir.

Bu kavramı’’LİDER’’ kavramını algılama kapasitemiz zayıf mı, yoksa bilipte içimizden gelmiyor mu söylemesi,daha kötüsü söylememiz için bize birileri komut vermesini mi bekliyoruz. Bir milletin başındakinin lider olup olmadığına millet karar verecek. Posta memuru gibi atamayla olmaz bu işler. Nitekim oldu ve sonu herkesçe malum.

Yayçılı Kemal demişken yanında şehit olan Fazıl Namık’ı da es geçmeyelim. Ne güzel demiş atalarımız ‘’Yiğidi öldür ama hakkını yeme’’. İkisini de rahmetle anıyoruz. Onlar kalbimizde yaşayacaklar.

Kerkük

Tuesday 12 May 2009

ITC TT'den Basın Açıklaması



ITC TT'den Basın Açıklaması
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği, Yeni dönemle ilgili bir basın bildirisi yayınladı


Tarih : 12 Mayıs 2009

Bu yeni dönemde milletimizin menfaatleri doğrultusunda daha fazla çalışmalarda bulunacağız. Temsilcilik Türkmeneli ve tüm dünya da yaşayan Türkmenlerin sesi olmaya devam edecektir. Özellikle insanlarımızın fikrinde gönlünde olan düşünceleri yerine getirme noktasında elinden gelen gayreti gösterecektir. ITC Lideri Dr. Saadettin ERGEÇ'in konuşmalarında da sürekli belirttiği gibi, "Bu Cephe tüm Türkmenlerin Cephesidir. Hiçbir bölge, iklim ve mezhep ayrımı olmadan tüm Türkmenlere kapısı açıktır."



Haklı davamızı anlatmada noktasında tüm Görsel ve işitsel imkanları azami derece de kullanacağız. Bu bağlamda, Milletimizin geçmişte yaşadığı, katliamlar, soykırımlar ve haksızlıkları dünya ya duyurma öncelikli işlerimiz arasındadır.



Irak'ın ve Türkmeneli'nin layık olduğu müreffeh ve huzurlu bir bölge düzeyine yükseltmesi için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.
Kardeşliği, asırlarla ifade edilen Irak ve Türkiye halklarının dostluklarının artarak devam etmesine büyük önem veriyoruz, bu temel düşünceyle mevcut yakın ve dostane ilişkileri daha da ileriye götürme kararındayız.
Bu dava için şehit olmuş büyüklerimizin mücadele azmi, bize güç vermekte ve heyecanımızı artırmaktadır.



Temsilciliğimiz çalışmalarına katkı ve desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederiz.



Irak Türkmen Cephesi


Türkiye Temsilciliği
Kerkuk.net

Berlin’de ITC. ve Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri Görüştü



Federal Alman’ yanın Sosyal Demokratlar Partisinin Avrupa Parlamentosu Milletvekillerinden Sayın Dagmar Roth-Behrent ve Vural Öğer ile Berlin’de bir araya gelen Irak Türkmen Cephesi Almanya Temsilcisi Sayın Ganim Authman ile bir görüşme gerçeklenmiştir. Toplantı ele alınan konular özellikle Irak Türkmenleri, Türkmen kenti Kerkük'te Son günlerde bazı siyasi gruplar tarafından yapılan açıklamalar, Kuzey Irak Bölgesel yetkilileri tarafından Kerkük’e yapılan ziyaretler, Talabani’nin, "140. madde anayasal ve yasal bir maddedir. Hiç kimse yasayı ya da anayasayı ihlal edemez" ifadeleri Bölgeyi ve özellikle Türkmenleri zor ve sıkıntılı günler beklemektedir. Sayın Milletvekilleri , Federal Alman hükümeti son dönemler Irak’ta olan bitenleri çok ciddi bir şekilde hükümet olarak yakından ilgilenmektedir, Azınlıkların ve Türkmenlerin Irak genlinde siyasi durumlarını yakından takip etmektedir. Görüşmede Irak sorunu da ele alınmıştır. Sayın Vural her zaman Türkmen Kardeşlerimizin yanında olacağız dedi

Info.ITC.Berlin

ANTALYA'DA KERKÜK GECESİ


ANTALYA'DA KERKÜK GECESİ


Pazartesi, 11 Mayıs 2009
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ'nin 12.Uluslararası Gençlik Şenliği Kapsamında Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği ve Türk ocakları Antalya şubesinin katkılarıyla Atatürk Konferans Salonun da 8 Mayıs Cuma Saat 20:30'da Kerkük gecesi düzenlendi.

Başlayan Programa, Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil KurtCephe, Vali Yardımcısı Hakkı Loğolu, Kepez Kaymakamı Mehmet Ali Özyiğit, Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma derneği Başkanı Diş hekimi Kürşat Çavuşoğlu, Türk Ocakları Antalya Şubesi Başkanı Abdullah Uysal ve MHP Antalya İl Başkanı Aydın Yeşilyurt katıldı. Kerkük Gecesine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Halk Müziği korosunun eşliğinde iki büyük sanatçı MEHMET ÖZBEK ve ABDURRAHMAN KIZILAY'ın okudukları Kerkük Türküleri İle dinleyicileri coşturdular ve herkese unutulmaz bir gece yaşattılar.

Salonu dolduran vatandaşlar, Ellerinde Türk ve Irak Türklerinin Bayraklarıyla Kerkük Türklerini hep bir ağızdan ve alkışlarla tempo tutarak sanatçılara eşlik ettiler. Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneğinin En önemli Hedefleri ise Irak Türkleri arasında Birliği ve dayanışmayı Sağlamak, Irak Türklerinin Haklı davasını diğer dernek ve Kuruluşlarımızla birlikte uluslararası arenaya taşımaktır.

Monday 11 May 2009

Iran urges Iraq to "pay special attention" to terrorist groups


ISTANBUL - Iran urged neighboring Iraq on Monday to "pay special attention" to terrorist groups operating in its border areas, a week after Baghdad condemned the Iranian bombing of bases of a breakaway faction of the terror organization PKK in northern Iraq.http://www.hurriyet.com.tr/english/world/

Iranian Foreign Ministry spokesman Hassan Qashqavi was quoted by Reuters as telling a news conference that Iran respected and supported Iraq's territorial integrity.
Iran "expects that Iraqi officials pay special attention to movements of small groups which are officially known as terrorist groups even by Western governments," he said, without naming PEJAK, the PKK's Iranian wing.
Iranian fighter jets and artillery reportedly attacked the bases of PEJAK in northern Iraq in recent weeks, the first time it had used aircraft against the breakaway faction in the neighboring country.
Iraq said last week it had summoned Iran's ambassador to Baghdad and warned of "negative consequences" if such attacks continued.
Iran has neither confirmed nor denied reports its forces had bombed targets inside Iraqi territory.
Reports of the Iranian attacks came after 26 people were killed in a fierce gun battle between Iranian police and PEJAK near the Iraqi border. Eighteen of those killed in the April 24 clash were Iranian policemen and eight were PEJAK members.
Iran sees PEJAK as a terrorist group. The United States, Iran's arch foe, also branded PJAK as a terrorist organization in February.
Turkey and Iran have long been fighting against the terrorist movements operated by both PEJAK and the PKK, which is listed as a terrorist group by Ankara and much of the international community, including the EU and the United States.
"During the government of Saddam, this border was not safe because of the nature of Saddam's government," Qashqavi said Monday.
"Now we expect that this border will become safe ... on both sides," he added.

TEK LİDER BENİM

Ali KASAPOĞLU

Enteresan bir başlık değil mi?. Bunu kimse söylemdi bu şekilde ancak, davranışları ile bunu hep söyledi tepedeki yöneticiler. Söylediler söylemesine ama ne kadar taşıdılar bu ağır yükü. Liderlik ve yöneticilikle ilgili okuduğum bir kitapta hoşuma giden bazı bölümleri okuyucularla paylaşmak istedim ve bunun da, Türkmen parti, dernek, basın kuruluşları, bürolar ve tüm kurumlarımızın başındakilere bir mesaj olsun istedim.
Sahte liderler her şeyi bildiklerini başkasının ise hiç bir şey bilmediklerini zannederler. Bu zavallı sahte liderlerin haline gelin birlikte bakalım: Her seviyedeki liderler eğer bütün işleri kendileri yapmak isterlerse’’Üç beş unvanı varsa’’şu zavallı inşaat ustasının halinden de beter olurlar. İnşaata geldiğimde binanın üzerinde 250 kilogram tuğla vardı, yardımcılarım ve işçiler kim bilir kaç saatte ve ne kadar paraya, kaç tanesini kırarak taşırlardı diye düşündüm. Onun için kendim taşımaya karar verdim, hepsini ellerimle taşımak uzun süreceğinden onları inşaatın tepesine yerleştirdiğim bir makarayla indirmeye karar verdim.
Bir varil büyüklüğündeki bidona tuğlaları doldurdum.Makarayla aşağı sarkıttım.İpin bir ucunu bir yere sıkıca bağladım. Bir ucunu da tuğla yüklü bidona bağlayıp binanın yan tarafından aşağıya sarkıttım.Aşağıya indim,ipi çözüp sıkıca tuttum.Bidonu yavaş yavaş aşağıya indirecektim 250 kilo ağırlık benim yetmiş beş kiloluk bedenimi o kadar hızla yukarı çekti ki elimi bırakacak fırsatı bulamadım.ikinci ve üçüncü kat arasında aşağıya doğru hızla düşen bidonla kucaklaştım. Bedenimin üst tarafını perişan etti. Tepeye ulaştığımda ise parmaklarım makara ile ip arasında sıkışmış kırılmadık parmağım kalmamıştı. Bidon hızla yere çakıldı, parçalandı, içi boşaldı, ipin ucu boşa çıktı.
Derken bu defada benim ağırlığım fazla olduğundan, kollarımı doladığım ipten kurtulamadığından hızla yere doğru inmeye başladım, yukarı gelen boş bidonun parçalanmış hali her tarafıma bıçak gibi saplandı. Yerde bekleyen korkunç bir tuğla yığının üzerine patates çuvalı gibi düştüm, ayaklarım kırıldı, köprücük kemiklerim zedelendi. Kafam tuğlalara çarptı, bayılmışım.
Baygınlık halimde artık ip serbest kalmış binanın üzerinden hızla düşen parçalanmış bidon kafama inmiş. Kafamın değişik yerlerini yaralamış. Hastanede tedavisi sırasında inşaat ustasına sormuşlar, tekrar aynı işi yapmak durumunda kalsan ne yaparsın. Verdiği cevap anlamlıydı. Yapacağım işleri bir daha tek başıma yapma fikrinden tamamen vazgeçtiğimi hemen söyleyebilirim. Bizim yöneticiler ne söylerdi acaba bunu merak ediyor Türkmenler.???

Saturday 9 May 2009

ITC Türkiye Temsilciliği ve görev değişikliği

ITC Türkiye Temsilciliği ve görev değişikliği


08 Mayıs 2009, Cuma.

Bilindiği gibi hiç bir kimse getirildiği bir göevde sonsuza kadar kalmıyacak. Irak Türkmen Cephesi'nin de diğer kuruluşlar gibi kurum ve temsilçiliklerinde değişiklik yapması çok normaldır.



Önemli olan yeni göreve getirilen kişlerin Türkmen halkının uğradığı mazalimleri ortadan kaldırmak ve yasal haklarını elde etmek için başlatılan milli mücadeleyi en yüksek seviyede sürdürmeleridir.

Her kesce bellidir ki, Ankara Temsilçiliği 1995 yılında kurulan Irak Türkmen Cephesi'nin yurtdışında açtığı ilk Temsilciliğidir. Bu Temsilciliği bir zamanlar sayın İsmet KOÇAK ve Mustafa ZİYA beyler yönetmişlerdi. Sonra sayın Ahmet MURATLI beyler göreve atandılar. Her kes Temsilçiliği olağanüstü bir şekilde yönetmişti ve Türkmen davası yolunda hizmetlerini esirgemeden sunmuştu.

Ancak bu bir bayrak yarışıdır artık ve her kesin bu davanın içinde olması gerekiyor. Özelliklede geçmişlerini Türkmen davası yolunda geçiren mücadelecilerinin Türkmen kuruluşları başında olmaları, davamıza büyük yararlar sağlıyacaktır. Çünkü onlar mücadeleyi en zor günlerde yapmışlardı. Davaları oğruna işkencelerin en ağırlarına katlanmışlardı ve yıllarının en güzellerini hapislerde geçirmişlerdi.

Sayın Ahmet MURATLI beyler Temsilci olduğu sırada en başarılı işlerin üstesinden gelmişti. Yurtdışındaki Türkmen Kuruluşlarını bir araya getirmek, Türkiye'nin her vilayetinde, Türkmen dava ve sorunlarıyla ilgili onlarca konferanslar düzenlemek, Türkiye'nin bir çok Tv kanal ve gazeteleri yoluyla Türk Ulusuna Türkmen Davasının gelişme ve yankılarını aktarmak, ITC'nin yurtdışındaki Temsilçilikleri arasında çalışma metodu sağlamak ve Ankara'da en büyük Türkmen Yürüşünü düzenlemek gibi bir çok başarılı faaliyetlerle MURATLI'nın dosyası kabarıktır.

Kuşkusuz ki Ahmet MURATLI beylerden Temsilçiliği vekaleten görev alan, ve Dr. Mustafa ZİYA döneminden buyana Temsilcilikte bulunan Sadun KÖPRÜLÜ beyler de yukarıdaki tüm faaliyet ve eylemlerde görev başındaydı. ITC Yürütme Kurulu, Ankara'daki Temsilciliğin yeni dönemini, KÖPRÜLÜ'ye devretmekle gerçek kararını almıştır. KÖPRÜLÜ, Saddam rejimin iktidarında gençliğinin 17 yılını Türkmen milliyetçiliğiyle suçlanarak hapiste geçiren bir Türkmen mücadelecisidir. Bu yeni dönemde, Sadun KÖPRÜLÜ'nün, beraberinde Dr. Hicran KAZANCI ve Sayın Adil SELBİ' beylerle birlikte başaralı adımlara imza atacağına ve yurtdışında Türkmen dernek ve kuruluşları arasında kardeşlik, birlik ve beraberlik bağının dahada güçlendirmesine çalışacağına inanıyorum. Temsilcilikteki değişiklerin yurtdışındaki Türkmen halkımıza hayırlı olmasını dilerim.

Ümit KÖPRÜLÜ
Kerkuk.net

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği Yeni Döneme Başladı



08 Mayıs 2009, Cuma

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği, Yeni dönemle ilgili şu açıklamayı yaptı: Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği, Yeni dönemle ilgili şu açıklamayı yaptı:
Bu dönemde milletimizin menfaatleri doğrultusunda daha fazla çalışmalarda bulunacağız. Temsilcilik Türkmeneli ve tüm dünya da yaşayan Türkmenlerin sesi olmaya devam edecektir.
Özellikle insanlarımızın fikrinde gönlünde olan düşünceleri yerine getirme noktasında elinden gelen gayreti gösterecektir. ITC Lideri Dr. Saadettin ERGEÇ'in konuşmalarında da sürekli belirttiği gibi, "Bu Cephe tüm Türkmenlerin Cephesidir. Hiçbir bölge, iklim ve mezhep ayrımı olmadan tüm Türkmenlere kapısı açıktır."

Bunun yanında ITC'nin Kerkuk.NET sitesi tüm milletimize açıktır. Görüşlerinizi, yazılarınızı bize gönderin. Bu bizi fazlasıyla memnun edecek ve her zaman ön sırada yer alacaktır. Türkmen milleti için mücadele eden herkesin haberi ve faaliyeti sitemizde yayınlanacaktır. Bu site hepimizin sitesidir.

Milletimizin geçmişte yaşadığı, katliamlar, soykırımlar ve haksızlıkları dünya ya duyurma konusunda daha aktif bir çalışma içinde olacağız.

Bu dava için şehit olmuş büyüklerimizin mücadele azmi, bize güç vermekte ve heyecanımızı artırmaktadır.

Umarız bütün milletimiz bize yardımcı olur ve sesimizi dünyaya daha gür duyururuz.

Irak Türkmen Cephesi
Türkiye Temsilciliği


Bizlere telefon ve e-posta ile her zaman ulaşabileceğiniz iletişim bilgileri :
Tel : +90.0.312. 442 92 77



Kerkuk.net

Thursday 7 May 2009

ITF Announcement - Iraqi Turkmen Front Turkey Representative



TO WHOM IT MAY CONCERN




06 May 2009

Please be informed that Mr. Ahmet Muratlı has left his position as Iraqi Turkmen Front Turkey Representative.

This position is now occupied by Mr. Sadun Köprülü by proxy and by Dr. Hegran M. Ahmad (Dr. Hicran Kazanci) as adviser and Adil Selbi as Telafer Region coordinator.


Sincerely,


Dr. Sadettin ERGEÇ
Iraqi Turkmen Front President


Kerkuk.net

Irak Türkmen Cephesi`nde görev değişikliği


Irak Türkmen Cephesi`nde görev değişikliği

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Türkiye Temsilcisi Ahmet Muratlı`nın temsilcilik görevine son verildiği bildirildi.ITC Başkanı Sadettin Ergeç imzasıyla yayımlanan yazılı açıklamaya göre, 25 Nisan`da yapılan olağanüstü Yürütme Kurulu toplantısında, Ahmet Muratlı`nın görevden alınmasına oy çokluğu ile karar verildi.
Cephenin Türkiye Temsilciliği`ne vekaleten Sadun Köprülü getirildi. Köprülü`nün danışmanlığına da Hicran Kazancı atandı.
ITC Telafer Koordinatörlüğü görevine ise Adil Selbi`nin getirlidiği duyuruldu.
CİHAN

Wednesday 6 May 2009

Türkmenlerin yanında olun


05-05-2009

Dünyadaki Şii temsilcileri ile İstanbul`da zirve yapan Mukteda es Sadr, temaslarının ardından Türkiye`den ayrıldı. Sadr Grubu`nun ilk kez resmi bir tüzüğünün de oluşturulduğu zirve sonunda hazırlanan gizli sonuç bildirgesi, gece saat 22.00`de Ramada Otel`de Mukteda El Sadr tarafından açıklandı. Sadr, yaklaşık bir saat süren açıklamasında temsilcilerinden, Irak topraklarında `mazlum` olarak nitelendirdiği başta Kerkük`teki Türkmenler olmak üzere `azınlık` grupların yanında olmaları istedi. Sadr bu konuda temsilcilerine şu öğüdü verdi: `Baskı altında olan mazlum, Türkmen, Asuri, Sabii, Suryani ve Şebek`lerin yanında olun. Onları incitmeyin, onların ezilmesinin karşısında olun. Çünkü bizim için önemli olan, Irak`ın azınlıkları ile bir bütün içerisinde birlik, beraberlik ve barış içerisinde yaşamasıdır. Bizim bir parçamız olan bu grupların zulüm görmesi, Irak`ın güçsüz düşürülmesi anlamına gelir.`


Yeni Şafak

Tuesday 5 May 2009

ITC President congratulates Davutoğlu

ANKARA - President of the Iraqi Turkmen Front, or ITC, Sadettin Ergeç, congratulated Ahmet Davutoğlu in his appointment as the Turkish Foreign Minister.

In his message to Davutoğlu, Ergeç said: “We congratulate you in your new position as the foreign minister and we wish you the greatest success for the future.”

The ITC president added that he hoped for stronger ties between Iraq and Turkey in shared culture, language and history.


http://www.hurriyet.com.tr/english/domestic/11575905.asp?scr=1

Sunday 3 May 2009

Trois ouvriers irakiens tués par une bombe entre Beshir et Kirkouk

Three iraqi construction workers killed in a bomb explosion between the village of Beshir and Kerkuk on 02/05/2009
(see English text below)

Trois ouvriers irakiens tués par une bombe entre le village de Beshir et Kirkouk
AFP 02/05/2009 Mise à jour : 13:13

Trois ouvriers irakiens ont été tués et deux blessés aujourd'hui dans l'exposion d'une bombe près de la ville pétrolière de Kirkouk, dans le nord de l'Irak, a annoncé un responsable de la police de cette province.Les cinq victimes, qui travaillent dans le secteur du bâtiment, circulaient en voiture quand la bombe a explosé entre le village de Bachir et Kirkouk, a précisé le général Torhan Youssef.

La province de Kirkouk compte plusieurs communautés qui se disputent le pouvoir: des Kurdes, qui souhaitent son rattachement au Kurdistan irakien, des Turcomans, qui se considèrent comme ses habitants historiques, des Assyro-chaldéens (chrétiens) ou des Arabes, souvent arrivés à l'occasion de la politique d'arabisation forcée de Saddam Hussein.

http://www.lefigaro.fr/flash-actu/2009/05/02/01011-20090502FILWWW00357-3-ouvriers-irakiens-tues-par-une-bombe.php

Three Iraqi construction workers were killed and two were wounded today in a bomb explosion between the village of Beshir and Kerkuk. According to General Torhan Yussef the five victims worked in the building sector, they were circulating in a car when the bomb exploded.

Kerkuk province counts several communities: the Turkmens who consider themselves as its historical inhabitants, the Kurds who want to include it the Kurdish region, Chaldo-Assyrians (Christians) and Arabs who often arrived during Saddam Hussein’s forced Arabisation policy.

Saturday 2 May 2009

“ KERKÜK GECESİ “ TÜRK HALK MÜZİĞİ KONSERİNE DAVET

Akdeniz Üniversitesi’nin 12. Uluslararası Akdeniz Gençlik şenliği kapsamında,
Irak Türkmen Birliği ve Dayanışma Derneği ve Türk Ocakları Antalya Şubesinin katkılarıyla,
Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Türk Halk Müziği korosunun eşliğinde,

Devlet sanatçıları Sayın Mehmet ÖZBEK ve Abdurrahman KIZILAY’’ın solist olarak katılacağı “KERKÜK GECESİ”ne teşriflerinizden onur duyarız.

Saygılarımızla,

TARİH:08 MAYIS 2009 CUMA
YER :AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ / ATATÜRK KONFERANS SALONU
SAAT :20:30


Kürşat Çavuşoğlu Irak Türkmen Birliği
Ve
Dayanışma Der.Başkanı
Abdullah Uysal
Türk Ocakları Antalya
Şubesi Başkanı


Prof.Dr.İsrafil Kurtcephe
Akdeniz Üniversitesi
Rektörü

Friday 1 May 2009

Amnesty International Report on Kurdish abuses in Northern Iraq

14 April 2009
Amnesty International Report:

Kurdish security forces arbitrarily detain, torture people

Honor killings, other attacks on women need to end, it says
Journalists have been detained, beaten and harassed by security forces, report says

(CNN) -- The Kurdish region of Iraq has seen gains in human rights, but security forces "regularly abuse their authority" and women continue to be targets of violence, Amnesty International said Tuesday.

The international human rights group drew the conclusions in a report titled "Hope and Fear, Human Rights in Kurdistan Region of Iraq."

Amnesty International report on Kurdistan region (PDF)

The Kurdish region has been an island of relative stability during the Iraq war, and the report said it has "witnessed growing prosperity" and has made progress in human rights. But serious problems remain, Amnesty said.
Asayish forces, as the local security forces are called, arrested and arbitrarily detained people, "including some who were tortured or forcibly disappeared and whose fate and whereabouts remain unknown," the report said.

Northern Iraq is in the claws of corruption

15 April 2009, Wednesday

It has become known that in 2008, the Central Iraqi Government impeached around 350 civil servants charged with corruption, and of the mentioned individuals, 90 were found guilty and imprisoned. In Iraq, "passport forgery and facilitation provided for forgers" foreground as the most widespread corruption crime. Also, it is reported that the Iraqi Council of Ethics, which has been working in Kirkuk since January, discovered 2560 forged ration cards last month. It is also said that most of those forged ration cards are belong to the Kurds and were prepared by the Regional Administration in north.

On the other hand, the Iraqi Prime Minister Nuri Al-MALIKI issued a circular, which orders the general directors and above-ranked civil servants in Iraq renovate their affidavits of means by the end of March 2009 in order to counter the corruption. According to the received information, the great majority of the Kurdish rulers residing in Kirkuk have started to transfer the properties they have gained from corruption and irregularities to the countries, such as Syria, Jordan and the United Arab Emirates (UAE). It is claimed that also the Mayor of Kirkuk, Jamal Shukur Amin, smuggled a sum of four million dollar to a bank in Dubai in the name of a family member. As known, In December last year, the Director of the Kurdish Branch in the Educational Directorate of Kirkuk, Yousuf Said, was taken into custody on the ground that he had been involved in corruption.

Meanwhile, it was found interesting that some Kurdish executives in Kirkuk about whom there were corruption allegations were killed in an armed attack. In February, the assassinations of the Deputy Director of the Center for The Distribution of Ration Cards in Kirkuk, Hiwa Jalil Fattah from the KDP, and a PUK member contractor who was given infrastructure bids in Hay Military District have led to some rumors. It is reported that the mentioned individuals were liquidated by their own party members in order to gloze over the corruption they got involved.

Mamdoh AL-TAİ
Kerkuk.net
http://www.kerkuk.net/haberler/koseyazisi.aspx?dil=2057&metin=2009041510