Thursday 31 January 2013

Türk ERBİL şehrimiz Irak Türklerinin Mücadelesi yolunda milli davasıdır


Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ
Irak Türkleri Irak ilk millet olarak bu ülkede tarih yazarak, devletler, uygarlık kuran bir yiğit millettir şehirlere ayrılarak adıyla, şanıyla, tarihiyle, kültür, edebiyatıyla, görenek, görenek Türk kimliğiyle tanınmaktadır.
Irak Türklerinin Kerkük şehrinden sonra, Öz Be Öz ikinci Türk Şehri sayılan ERNİL şehrididir Kerkük gibi yüzde yüz Türk olmakla bu topraklarda Türk devletleri atabeyler kurularak her bir yönüyle Türk şehri olduğunu yüce tarihimiz göstermektedir.
 ERBİL Saddam döneminde Kürt, Arap iki politikayla yönetilerek her türlü acı baskıya uğrayarak dilleri yasaklanmıştır.
ERBİL  şehri günümüzde Bölgesel Kürt Yönetiminin başkenti halına gelmiştir.
Kürtler Barzani tarafından yönetilmektedir
ERBİL Kürtlerin baskısı altında Mesut Barzani tarafından işgal altında Türkler en acı günlerini yaşamaktadır.

Tuesday 29 January 2013

40 percent of PKK militants are underage, report finds






A group of masked terrorists, mostly under the age of 18, throw a homemade bomb in Adana in this 2010 file photo. (Photo: Cihan)

29 January 2013 /HABIB GÜLER, ANKARA
Forty percent of the terrorist Kurdistan Workers' Party's (PKK)
militants are under the age of 18, according to a 325-page report
released by the terrorism sub-commission of the parliamentary
Human Rights Investigation Commission.


http://www.todayszaman.com/news-305502-.htm

Friday 25 January 2013

To the Editor of the New York Times - comment


To the Editor of the New York Times:

Dear Sir,

 

Below please find my comment to the article:

Bombing at a Funeral in Northern Iraq Kills at Least 35 published in the New York Times on January 23, 2013

http://www.nytimes.com/2013/01/24/world/middleeast/funeral-bombing-in-northern-iraq-kills-at-least-35-mourners.html?_r=1&

Please Get the facts right New York Times! And stop misinforming your readers.
TUZ KHURMATU is not ‘in the Kurdish north’! as stated in your article.

TUZ KHURMATU is an Iraqi Turkmen city,  it is situated in TURKMENELI, which is the Turkmen region of Iraq.

For your info, the Turkmen region extends from TELAFER city in the north-west of Iraq (West of Mosul and close to the Syrian border) to MENDELI city (East of Baghdad close to the Iranian border).

Turkmeneli which means “Turkmens’ land” is the region of Iraq which separates the Arab region from the Kurdish region.
TUZ KHURMATU is a Turkmen name.
The original inhabitants of TUZ KHURMATU are Turkmens.
All the victims in this latest attack are Turkmens.
The wounded man on the picture is a Turkmen.

TUZ KHURMATU was NOT included in the ‘safe haven‘ that the U.S. created in 1991 to protect the Kurds. How come that in 2013 you are considering it as belonging to the “Kurdish north”?

I know that most foreign journalists in Iraq are reporting from Erbil and that they diffuse Kurdish propaganda without checking the facts; I also know that most of them do not have any knowledge of the history of IRAQ in general and of the history of the north of Iraq in particular.

By not checking the reliability of your sources you are misinforming your readers, this is unacceptable.

Yours truly,
Merry Fitzgerald
Committee for the Defence of the Iraqi Turkmens’ Rights

Wednesday 23 January 2013

TC TÜRKİYE TEMSİLCİSİ KAZANCI’DAN KINAMA MESAJI


TC TÜRKİYE TEMSİLCİSİ KAZANCI’DAN KINAMA MESAJI
23 OCAK 2013


Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı ve Selahattin İl Meclisi üyesi Sayın Ali Haşim Muhtaroğlu’nun yakın akrabası, Sağlık Müdürlüğü personeli Ahmet Salah Asker, Selahattin iline bağlı Tuzhurmatu ilçesinde, kimliği belirsiz kişiler tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırıda yaşamını kaybetmiştir. Akabinde Şehit Ahmet Salah Asker için kurulan taziye meclisine bir saldırı düzenlenmiş ve orada bulunan Ali Haşim Muhtaroğlu ile Kerkük İlçe Meclisi Başkanı Münir Kafili hafif yaralanmıştır.

Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilciliği olarak Ahmet Salah Asker’e ve taziye meclisine yönelik hain saldırıları nefretle kınıyoruz. Şehidimize Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve Türkmen halkına başsağlığı ve sabırlar, taziye meclisine yönelik saldırıda yaralananlara ise acil şifalar diliyoruz.
Genç yaşındaki Ahmet Salah Asker, işyerinden çıkıp evine giderken güpegündüz sokak ortasında kurşun yağmuruna tutulmuştur. Bu üzücü olay ve taziye meclisine yönelik saldırı bir kez daha göstermiştir ki tamamen savunmasız durumda bulunan Türkmen toplumunun hiçbir can güvenliği kalmamıştır. Bu olaylarla birlikte, ülkedeki güvenlik gücünü elinde bulunduran idarenin kusurlu olduğu da bir kez daha açıkça ortaya çıkmıştır. Hükümetin acil olarak terör olaylarının önüne geçmesini ve Ahmet Salah Asker’in katilleri ile taziye meclisine saldıranların bir an önce yakalanarak adalet önüne çıkarılmalarını bekliyoruz.
  

Kobler arrives in Kirkuk to discuss the local elections

Kobler arrives in Kirkuk to discuss the local elections and its internal conditions

22/01/2013






Posted in: http://www.turkmenaspect.com/english/2013/01/2999.html



The UN envoy in Iraq, Martin Kobler arrived on Tuesday 22 jan 2013 in Kirkuk and met with its governor to discuss the issue of local elections and the political and security situation.

The source, who asked not to be named told Turkmenaspect, that "the UN envoy arrived this morning to Kirkuk and met with  its governor , Najim al-Dien Karim and Hassan Turan" explaining that "the meeting focused on a number of topics and main axes including local elections file as well as discussing the overall political and security situation. "

The source noted that "Kobler will meet during the visit with the representatives of the main components in Kirkuk in its local council as with discussions will be held to achieve appropriate mechanisms to resolve problems suffered by the province."

Kirkuk province, 250 km north of Baghdad is one of the disputed areas that is witnessing almost continuous violence targeting the security services, state officials and civilians.

Monday 21 January 2013

Al Qaeda group claims wave of Iraq attacks


Al-Qaeda terrorists continue to kill innocent Iraqis



Al Qaeda group claims wave of Iraq attacks, says Iraq is run by Iran


BAGHDAD // Al Qaeda's front group in Iraq has claimed a wave of violence in the past week that killed at least 88 people, including a Sunni member of parliament who was assassinated by a suicide bomber, a statement said.

The Islamic State of Iraq (ISI) described lawmaker Ayfan Al Essawi as an "arrogant criminal" and said the spate of violence last week was carried out as revenge for Iraq's government holding Sunni female detainees.

In a statement distributed by the Al Fajr Media Centre and posted on the Iraqiyoon website on January 18, ISI claimed the "cutting of the head of the dog of the Americans, and the tail of the Safavid apostate, the criminal Essawi," going on to describe the dead lawmaker as an "arrogant criminal".

It was making a pejorative reference to the Shiite-led government in Baghdad, implying that it was under the domination of formerly Safavid-ruled Iran.

"God helped the mujaheddin tear him away from his followers, and send him with the former Sahwa sheikhs," the group said, referring to Essawi's past as a former leader of the Sahwa, or anti-Qaeda Sunni militia.
Sahwa fighters are viewed by Sunni militants as traitors for having sided with the US army from late 2006, and are often targets of violence.

The statement also claimed responsibility for a "series of invasions which were launched as revenge for Sunni females in the prisons of the Safavids" and promised to publish details of the attacks in a further statement.
"The military and security units of the Islamic State of Iraq launched a third blessed wave by striking several criminal strongholds in different areas of Iraq in a well-coordinated way despite all the measures taken by the apostate government," the statement said.

The three days of violence, from January 15 to 17, left 88 people dead in a series of attacks that targeted all of Iraq's major sects and ethnic groups, including 33 people who were killed in twin car bombs.
Al-Qaeda's front group is widely seen as weaker than during the peak of Iraq's sectarian bloodshed from 2006 to 2008, but is still capable of carrying out mass-casualty attacks on a regular basis.

Tuesday 15 January 2013

Onları unutmayacağız

Onları unutmayacağız

15 OCAK 2013





16 Ocak 1980 tarihinin, Irak Türkmenlerinin mücadele tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Irak’ın eski rejimi tarafından bu tarihte idam edilen büyük Türkmen liderleri Doç. Dr. Necdet Koçak,Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, iş adamıAdil Şerif ve işkencede ölen bilim adamı Dr. Rıza Demirci‘nin aramızdan ayrılmalarının üzerinden tam 33 yıl geçti. Türkmen milli davasının bu unutulmaz kahramanları, idam sehpasına onurla yürüdüler.
Baas Partisi’nin Türkmenleri sindirme politikası nedeniyle suçsuz yere idam edilen liderlerimizden Doç. Dr. Necdet Koçak, müstesna kişiliğe sahip, değerli bir toplum önderiydi. Milletine ve davasına sıkı sıkıya bağlı olan Doç. Dr. Necdet Koçak, yaşamını, Türkmenlerin milli kimliklerinin korunması, siyasi ve kültür haklarının elde edilmesi uğruna harcadı.
Aynı gün idam edilen Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Türkmen Kardaşlık Ocağı’nın uzun yıllar başkanlığını yürüttü. Köy köy, kasaba kasaba dolaşarak Türkmenlerin sorunları ile yakından ilgilendi. Gittiği her yerde Türkmen milli davasını anlatarak insanlarımızı bilinçlendirdi.
İş adamı Adil Şerif, Türkmen milli davası uğruna maddi ve manevi büyük özverilerde bulundu. O da sevilen, sayılan ve sözü dinlenen bir insandı.
Maruz kaldığı insanlık dışı işkencelere dayanamayarak şehit olan değerli bilim adamı Dr. Rıza Demirci ise, yaptığı araştırmalarla Türkmenlerin nüfusunu ve yaşadıkları yerleşim birimlerini gündeme getirmişti. Milletine bağlı, mert ve atılgan bir insanımızdı.
Irak Türklüğünün önde gelen en büyük şahsiyetlerinin idam edilmesi, Türkmen toplumunu sonsuz bir acıya ve kedere boğmuştur. Ancak, tarih bizlere göstermiştir ki, milli davalar, ancak o dava uğruna ölümü göze alanların varlığı sayesinde kazanılabilir. Büyük Türk yazar ve şairi Mithat Cemal Kuntay’ın bir şiirinde dediği gibi  “Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.”
Değerli liderlerimizden Dr. Necdet Koçak, idamından birkaç saat önce, ailesine ve dava arkadaşlarına hitaben şunları söylemişti:
“Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolundan asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.”
Liderlerimizin bize devrettiği bayrağı şerefle taşıyoruz. Bu yüce insanları rahmet ve şükranla anıyoruz. Türkmen toplumu, onları asla unutmayacaktır.
Ruhları şad olsun.
Dr. Hicran Kazancı
Irak Türkmen Cephesi

Türkiye Temsilcisi


Monday 14 January 2013

Bu Topraklar bizim olarak, bizim kalacaktır



Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Amerika Demokrasi yerine gözyaşı, ölüm, acılar, ayrımcılık getirerek tek amacı Irak Türkleri yok etmek oldu,
Kürtleri kullanarak baskılar, tehditler başlamıştır Kerkük Türk şehrinde demokrasi oyununu ön plana atarak
bombalar yağdırdı, her gün olduğu gibi Irak Türklerinin bölgelerinde kaçırma, patlamalar, suikastlar, göçe
zorlama sinsi planlarını uygulamaya koyulmuştur.

Demokrasi oyunuyla Irak ülkesini bölmeye kalkarak, Kürtleri yanına almakla iç savaşı geçinmez hala
sokmuştur.

Günümüzde Amerika yanlısı olan Kürtler

Kerkük, Türkmeneli bölgelerini bombalarla yüzlerce insanları parçalayarak

Günümüzde cirit atan ajanlar, yabancı, İran güçleri, bizler ise hala Irak’ın toprak bütünlüğünden,
kardeşlikten konuşmaktayık, yüzbinlerce asayiş, peşmergeler, her türlü silahlarla Kerkük Türk bölgelerini ele
geçiren Barzani hala ne beklediğimizin gizliliğini çözememekteyiz

Bu gün Tarihimiz, dinimiz, dilimiz, kültürümüz görenek, geleneklerimiz ortadan kalkmakla, bir gelsin diye
ondan umut beklemekteyiz nerde politikamız, milli maddi değerlerimiz, topraklarımız, yerlerimiz, Dağ, taş,
köylerimiz, ilçelerimiz, şehirlerimiz, tüm varlığımız işgalci Amerika, Peşmergeler elinde, milletimiz her gün
kendi atalarının topraklarını bırakmaktadır gelecek günlerde bir soykırım, katliam saldırıdan nasıl, bir güçle
kurtaracaklarını düşünerek milli mücadeleleri yapmakla, tek çıkar yolları silaha sarılmaktan başka hiç bir
seçenek Irak Türklerinin önünde olmayacaktır.

Irak Türklerine karşı bu gün topraklarını ele geçiren Barzani peşmergeler kin, nefret, kan kusmaktadırlar ve
tüm varlıklarımızı göz göre, göre kemirmektedirler.

Irak Türklerinin bölgelerine, topraklarına el uzatarak, kendilerine mal etmekle, arazı, petrole el koyarak

Bu Yolu Seçtik bu Yolda sonsuza dek yürüyeceğiz



Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Büyük Türk milletinin tarihinde güneş gibi, ışığını, ısısını her bir yana saçan çok önemli parlak
yıldız şahsiyetler, liderler vardır.

Bu Milletimiz her zaman olduğu gibi şehitlerin kanıyla tarihler yazarak, büyük Devletler,
Asalet, hoşgörülük, sevgi, birlik,
özveri bağları ile kurmuştur.

Ve toprağını, Türklüğünü, Bayrağını sever Liderler yetirmiştir,

İnşallah yene bir gün güneşin doğuşuyla bu Milletimizi acılardan, Hainlerden, Ajanlardan,
Düşmanla işbirlikçilerden, bir büyük bir lider kurtaracaktır.

Günlük siyasi gazete Röportaj Engin Şenol 19 Ocak 1997 Pazar


Türkiye
Günlük siyasi gazete
Röportaj Engin Şenol 19 Ocak 1997 Pazar 



Bağdat’ta 17 Yıl Zindan Zulmü

Kerküklü Sadun Köprülü, sırf ben Türkmen’im dediği için aylarca işkencenin her çeşidini görmüş yıllarca hapis yatmış. Anlattıkları, Iraktaki korkunç zulmü bir defada gözler önüne seriyor.

Sultanahmet
Yüzyıllık medeniyetlerin iç içe geçtiği meydan, ışıklandırılmış Ayasofya ve Sultanahmet Caminin ruha derinlik veren güzelliği.
Gece vakti.
Üzerimize sinen karanlığının  etkisiyle adımlarımızı biraz yavaş. Sultanahmet sadun köprülü adlı bir Kerküklü bir gençle buluşacağız. Sadun Bağdat üniversitesi Kanun ilahiyat fakültesi mezunu. Kendisi kerkükte tanınmış bir şair, yazar birkaç kitabı yanında
Altın köprü adlı bir şiir kitabı mevcut.
Sessizce kapıdan giriyor. Biraz ürkek, biraz da  çekingen. Selamlaşıyoruz. Çaylarımızı yudumlarken başlıyor anlatmaya.


Bir yıl 8 ay sürecek işkence yolculuğu

Fakülteden sonra Bağdat’a evlilik ve boşanma, şeriat konusunda staj yapıyordum. Bir hafta sonra Kerkük’e gittim. Hiç unutmuyorum tarih 29.1.1980 saat de 12.00 eve girdiğimde sivil kıyafetli iki görevli sizinle beş dakikalık işimiz var deyip koluma girdi babam kapıyı tuttu. Aylar önce oğlum, Ümit’ide böyle götürdünüz. Hala haber alamıyorum çocuğumun suçu ne? Fakat ne fayda.
Biri kapalı jeep iki araç Kerkük sokaklarında yol alırken Sadun elleri, gözleri sıkıca bağlanır. Ensesine şiddetli bir dipçik iner. Kerkük Emniyet Müdürlüğü bodrumundaki ilk saatlerinde işkenceyle tanışır. 5-6 sivil, tekme tokat vurur neresine gelirse. Akşama kadar devam eder bu dayak. Sonra ara verirler.

‘’NEDEN BAAS’ KAYDOLMADIN?’’
Sadun kendine geldiğinde işkence tekrar başlar. Dönen dev bir vantilatöre bağlanır. Döndükçe bakır telle vurulur. Sonra üst katlardaki Emniyet müdür’ünün karşısına çıkarılır. Tek bir soru sorulur. ‘‘ Neden ailenizden hiç kimse Baas Partisi’ne kaydolmadı? Türkiye ile bağlantın var mı?
Sadun’un bir yıl 8 ay süren işkence günlerinde hiç değiştirmeyeceği günlerinde hiç değiştirmeyeceği ifadeler dökülür ağzından.
‘‘Hiçbir örgütle ilişkim yok Türkmen’im. Kimliğimi değiştirmeyeceğim. Türkmen Ocağı’na giderim. Şiir yazmayı çok seviyorum. Bunlar suçsa suçumu kabul ediyorum.’’
Emir verilir.
‘‘Ameliyathaneye indirin.’’
Tekrar işkence Üstellik metotlar daha ağırlaşır. Sadun 17 saattir gözaltında, gece Kerkük Emniyet Müdürlüğü’nün bodrumunu feryatlar sarar. Türk, Yezidisi, Hristiyanı, Kürdü, komünisti Hizip Allah, Dava  her kesimden insan vardır işkence merkezinde. Kısaca BAAS partisine kaydolmayan herkes. Konuşmayanlar için karar verilir. Onlar başkentte gönderilecektir.
Bağdat’a sevk edilenler 11 kişidir. Sadun da bunlarda biri…  Sabahın 5’inde yola çıkan tutuklularının yüzü soluk. Nasıl olmasın? Bağdat’a sevk demek, devrim mahkemesi demek. Onarlın hükümü ise değişmez kural gibi: idam.
‘‘ Bağdat emniyet Müdürlüğü’ne vardık. İlk iş bizi soyup elbise verdiler. Sadun köprülü yerine bana 12 numara demeye başladılar. Beni her tarafı kırmızıyla boyanmış bir odaya attılar. Bu renk çekilir gibi değil. Kapı vuruluyor.’’ ‘Şimdi idama giriyorsunuz.’ Diye bağırılıyor, garip sesler çıkarılıyor. Yerde uzanmışım. Yer beton. Gece yarısına doğru 3 kişi geldi. Biri karnıma tekme attı. Ayağa kalktım. İşkence odasına götürdüler. Devamlı dua ediyorum. Etraf her türlü işkence aletiyle dolu. Bir masaya oturttular. ‘Konuş.’ Ne konuşayım. Ardından bir yumruk. Masadan düştüm. Kaldırdılar. ‘Neden Baas’a kaydolmadın. Gizli cemiyetteki arkadaşların kim?’ Yine aynı cevabı verdim. Biri yüzüme balyoz gibi bir yumruk indirdi. Ardından elime değen bir sopa. Kendimi kaybettim. Elektrik vermişlerdi. Tekrar ayağa kaldırdılar. Bu sefer başka bir aletle elektrik verdiler. Karşı duvara fırladım. Ardından tekmeler, yumruklar… Gerisini hatırlamıyor. Kendimden geçmişim. Üzerime su döktüler. Uyandım. İşkence odasının gökyüzüne açılan küçük bir penceresi var. Hafif bir güneş ışığı sızıyor. ‘Demek ki gündüz olmuş diyorum.’
Sadun Köprülü’yü Bağdat Emniyet Müdürlü Sebavi sorgular Sebavi devlet Irak başkanı Saddam Hüseyin’in üvey kardeşidir defalarca işkence odasına gönderir çağırır tekrar sorgular fakat sonuç alamaz Kerküklü genç Bağdat
Emniyet müdürlüğü muhaberat kısmına sevkedilir.

Sabri TARABYA Kerkük’le yaşıyordu


Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ



İnsanlar ölür O dünyaya kavuşarak bırakmış oldukları tarihlere dayanarak,
çalışmalarından, hizmetlerinden dolayı adları kalır her zaman millet onu unutmaz,
bırakmış oldukları değerli yapıtları ile ya edinir, yaşarlar

Irak Türklerini, Türkiye’yi candan, gönülden seven Türk soyundan gelen bir Türk
kardeşim olan Kahra, Mısırlı Acımasız kanser hastalığına tutularak ölen, Sabri Tarabya
Her zaman yazıları ile Kerkük’le coşarak, Kerkük’le yaşamaktaydı.

Ne yazık ki onu geç bularak, erken kaypatmak çok zor olmuştur bize.

Saturday 12 January 2013

BARZANI TO ASSIST IN PKK’S DISARMING / Will Demirtas soon meet Abdullah Öcalan?

By Hazal Ates – Sabah – 11.1.2013 - An upcoming meeting in Erbil will help shape the methods and conditions for the PKK terrorist organization to finally drop their weapons. PKK terrorists who lay down their weapons will be given the opportunity to reside and work in Sulaymaniyah and Erbil.


The critical stage reached in negotiations aimed at solving the Kurdish issue and geared towards “letting politics talk and not weapons,” involves the PKK withdrawing armed operatives in Turkey. In order to do so, the second curtain will be lifted in İmralı. A committee including Kurdish opposition party BDP (Peace and Democracy Party) Chairman Selahattin Demirtaş will soon be meeting with imprisoned PKK leader Abdullah Öcalan who is being kept in a penitentiary on İmralı Island.

Parallel to these deliberations, a second meeting is expected to be held in Erbil chaired by the Regional Kurdish Administration leader Massoud Barzani. The road map for the Erbil process, which will follow the second series of meetings held with the imprisoned PKK leader in İmralı is as follows:

Erbil will be establishing the foundation for all sides, including the PKK to meet at a round table. The first stage will involve the mobilization of a committee which will include the organization wing leaders for the withdrawal of all armed operatives within Turkey and the announcement of an indefinite ceasefire.

All PKK camps set up in 18 locations in Kandil will be evacuated and armed security guards will be deployed to the camps’ regions.

In order to draw out the terrorist organization’s armed wing from the mountains, the Kurdish administration will be responding to the demand for legal assurance by way of following Iran’s KDP model. This model will involve granting all organization members who drop their weapons the right to reside in Sulaymaniyah and Erbil as well as providing employment opportunities for means to subsist.In 1992, the KDP, or the Democratic Party of Iranian Kurdistan, dropped all heavy weaponry and announced an end to attacks. Despite remaining armed for the past 22 years, the organization has not staged an attack since.

The halted Mahmur Camp Project as well as the Habur incident will be revisited in the agenda.

INFORMATION DELIVERED TO KANDIL

BDP has relayed information regarding their meetings held in İmralı and has also conveyed they will be delivering a series of written messages from Öcalan directed at Kandil. In addition, Barzani’s KDP (Kurdistan Democratic Party) administrators have been informed of the process.

The most significant leg of the new process consists of a fourth judicial package. The Ministry of Justice is stated to have taken into consideration a number of objections made by certain ministers and has manufactured new formulas in which the ties between propaganda and terrorist activities are made openly explicit.

http://www.sabahenglish.com/national/2013/01/11/barzani-to-assist-in-pkks-disarming

Tuesday 1 January 2013

IRAQI TURKMEN FRONT: We reject the affiliation of Kirkuk which is an Iraqi city with a historical and cultural Turkmen identity with any entity.




irak-turkmen-cephesi1

ITF: we reject the affiliation of Kirkuk which is an Iraqi city with a historical and cultural Turkmen identity with any entity.

The internet issue of El Somaniya News published on  Sunday 30 December 2012 contained sentences by Iraqi Prime Minister Nuri El Maliki saying “Some Turkmen say that Turkey has said that they will not object to Kirkuk being bound to Kurdistan”.

The Iraqi Turkmen Front declares to the public that we reject the affiliation of Kirkuk which is an Iraqi city with a historical and cultural Turkmen identity with any entity.

Until today we have not heard a Turkish official make any kind of statement regarding the affiliation of Kirkuk with Kurdistan.

As ITF we believe that Kirkuk is a matter for Iraq to solve through dialogue and that no group living in Kirkuk can assume the will of another group.
  Dr. Hicran Kazancı
  Iraqi Turkmen Front
Turkey Representative