Cengiz Bayraktar-Gündoğdu-İzmit
ITC Türkiye Temsilcisi Sayın Dr. Hicran Kazancı, Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz “Türkmen Dayanışma Toplantısı” başlığı altında Türkiye’de yaşayan Türkmen şahsiyetleriyle bir araya geliyor, kendi yönetimdeki temsilciliğin projelerini, yeni stratejisini paylaşıyor, her türlü eleştiriye açık olduğunu söylüyor. Dr. Kazancı bu kapsamda 28.01.2010 tarihinde Temsilcilik binasında Türkmen Dayanışma Toplantılarının dördüncüsünü gerçekleştiriyor.
Gelişmeleri yerinde görmek için benim de hazır bulunduğum bu önemli toplantıya katılanların arasında ismini zikredebileceğim şahsiyetlerin başında, Ankara’da bulunan Selahattin İl Meclisi Üyesi Sayın Ali Haşim Muhtaroğlu İl Meclisi Genel Sekreteri Sayın Niyazi Mimaroğlu. Türkmen Danışma Meclisi Başkanı Prof. Dr. Ümit Akkoyunlu. Avukat, Araştırmacı yazar Habip Hürmüzlü. Araştırmacı yazar Ziyat Köprülü, Dr. Ferit Müftü. Edip Kuşçu, Abdullah Bayraktar. Adil Selvi ve tabii ki ITC Türkiye Temsilcisi Dr. Hicran Kazancı Beyler vardı.
ITC Türkiye Temsilcisi Sayın Dr. Hicran Kazancı, Başkanlık koltuğuna oturur oturmaz “Türkmen Dayanışma Toplantısı” başlığı altında Türkiye’de yaşayan Türkmen şahsiyetleriyle bir araya geliyor, kendi yönetimdeki temsilciliğin projelerini, yeni stratejisini paylaşıyor, her türlü eleştiriye açık olduğunu söylüyor. Dr. Kazancı bu kapsamda 28.01.2010 tarihinde Temsilcilik binasında Türkmen Dayanışma Toplantılarının dördüncüsünü gerçekleştiriyor.
Gelişmeleri yerinde görmek için benim de hazır bulunduğum bu önemli toplantıya katılanların arasında ismini zikredebileceğim şahsiyetlerin başında, Ankara’da bulunan Selahattin İl Meclisi Üyesi Sayın Ali Haşim Muhtaroğlu İl Meclisi Genel Sekreteri Sayın Niyazi Mimaroğlu. Türkmen Danışma Meclisi Başkanı Prof. Dr. Ümit Akkoyunlu. Avukat, Araştırmacı yazar Habip Hürmüzlü. Araştırmacı yazar Ziyat Köprülü, Dr. Ferit Müftü. Edip Kuşçu, Abdullah Bayraktar. Adil Selvi ve tabii ki ITC Türkiye Temsilcisi Dr. Hicran Kazancı Beyler vardı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Dr. Hicran Kazancı çok kısa tutaraktan şöyle dedi: “Öncelikle bu toplantıya icabet ettiğiniz için sizlere çok teşekkür ederim tabi ki mazeret gösterip gelemeyen arkadaşlarımızda var, bir sonraki toplantıya gelmeyen arkadaşlarımızı da davet etmeyi sürdüreceğim, onları aramızda görmek fikirlerinden yararlanmak isterim. Bugün dördüncüsünü gerçekleştireceğimiz bu dayanışma toplantılarımızın ikisini İstanbul’da gerçekleştirdik. Bu toplantıların amacı, benim konuşmamdan ziyade sizlerin her türlü olumlu olumsuz eleştirilerinizi dinlemek, sizlerinde elbirliğiyle olumsuzluklara kalıcı bir çözüm bulmaktır. İster temsilcilik ister ITC hakkındaki eleştirilerinize açık olduğumu beyan ederek sözü size bırakıyorum”.
Bu manidar konuşmanın ardından katılımcılar söz aldılar: ilk konu, 23 Aralık 2010 tarihinde ilan edilen Türkmen Dernekleri Federasyonu oldu. Müteşebbis heyet başkanı sıfatıyla Dr. Ümit Akkoyunlu 23 Mart 2002 tarihindeki toplantının bir benzerini yapmaya çalıştıklarını o toplantının da felsefesi 23 Aralık 2010 toplantısının felsefesiyle aynen örtüştüğünü vurguladı.. Dr. Ümit, bu toplantı sonucunda oybirliğiyle kendilerine federasyonun müteşebbis heyet başkanı gibi önemli bir misyon verildiğini bu güven için de Vakıf ve Dernek Başkanlarına teşekkür ettiğini, yakın bir zamanda bu çalışmanın neticelerini başta bu toplantının yapılmasında büyük emek sarf eden Cumhurbaşkanı Danışmanı Sayın Erşat Hürmüzlü, Sayın Vakıf ve Dernek Başkanlarıyla paylaşacağını dile getirdi.
Temsilcilik hakkında görüşlerini dile getirmek isten bir katılımcı konuşmasında, öncelikle bu temsilciliğin misyonu, görevi nedir onu tespit etmemiz lazım diyor ve ekliyor: “Benim şahsi görüşüm buradaki temsilcilik Türkiye devletinde ve burada olan diğer yabancı misyonlarda Irak Türkmen Cephesini temsil etmek, Irak Türkmenlerini temsil etmek, tanıtmak, dertlerini sorunlarını anlatmak, Türkiye Devleti nezdinde talepler de bulunmak, Cephe, Irak’ta Amerika Büyük Elçiliğinin, İngiltere’nin veya İran’ın bilmem filanın şeyine yetişemiyorsa burada yetişebilir. Türkiye’de bize karşı her hangi bir davranış varsa biz onu yeterli görmüyorsak gider onlarla teşebbüste bulunur, düzeltmeye çalışır, bence temsilciliğin misyonu da bu olmalı.. Ama bu temsilciliğin görevi şu adamı tayin etmek mi, şu adama ikamet almak mı? Bunları yaptığı zaman insanlarımızın kafasında kıyametler kopuyor. Aslında o işleri yapacak başka yeterli seviyede bir kuruluşumuz olmadığı için herkes Temsilciliği bir kapı olarak görüyor”.
Temsilcilik koltuğuna oturur oturmaz makam aracının adını, hizmet aracı olarak değiştirdiğini söyleyen Dr. Kazancı, bütün bu eleştirileri sabırla dinledikten sonra şöyle cevap veriyor: “ Temsilciliğe çok önemli siyasi görevler düştüğünün elbette bilincindeyim, izin verirseniz bu konuştuklarınıza kısaca cevap vereyim. Biliyorsunuz bir iki ay önceydi Ankara’da ilk dayanışma toplantılarımızı burada yapmıştık, bir öncekini de İstanbul’da gerçekleştirmiştik. Ben burada projelerimi iki bölümde açıklamıştım. Hani birinci olarak yabancı misyonerlerle, Irak’a komşu ülkelerle artı Birleşmiş milletlerin güvenlik konseyindeki beş daimi üye ile görüşmeler yapacağım demiştim. Bunlar hep devam ediyor. Ankara’da ikamet eden yabancı diplomatlardan birçok telefon aldım benimle görüşmek için randevu istiyorlar bütün bunlar güzel bir gelişme, önümüzdeki Pazartesi gününe bir randevu verdim yani bu bir örnek. Kızıl Haç’ın, Avrupa Birliğinin Ankara temsilcileri arıyor görüşüyorum. Kriz masasının başkan yardımcısıyla İstanbul’da bir araya geldim. O görüşmede önemli bir konu dile getirdim, bana Erşat Salihi bunları Bağdat’ta anlatıyor dedi, belgesini verdiğimde bana yahu ilk defa bana bir Türkmen belge getiriyor dedi. İkinci bölümde Türkiye’deki medya ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde BDP hariç Sandalyesi olan tüm partilerle görüşmektir. Benim projelerim budur ve bunu o zaman anlattım anlatmaya devam ediyorum. Bu dediklerimi elimdeki kadroyla yapmaya çalışacağım, gücüm yettiği kadar da mücadele edeceğim. Faaliyetlerimizin başarısı sürecin sonunda belli olur. Tabii bu yaptıklarımızdan Türkmen halkımızın bir kısmı haberdar olmayabilir, ancak faaliyetlerimiz, çabalarımız olumlu yönde neticelendikçe ve bunları el birliğiyle halkımıza duyurdukça tüm halkımızın gurur kaynağı olabiliriz, böylece hakkımızda olumsuz düşünenleri yeniden kazanabiliriz. Burada sizin önünüzde söylüyorum Temsilciliğin kapısı her bir Türkmen vatandaşına ardına kadar açıktır. Herhangi bir Türkmen’in kafasında bir soru işareti varsa gelir birebir benimle görüşebilir, hesap sorabilir. Ben bu makamda ancak sizin desteğinizde oturabilirim, sizin yardımlarınızla bir şeyleri değiştirebilirim. Yani diyeceğim o ki sizin buyurduğunuz bütün o öneriler çok önemli noktalardır ve de yapılıyor.
Başka bir katılımcı Irak’ta olmak üzere bir an önce Türkmen lobisinin oluşturulmasının ehemmiyetin arz ediyor, kurulması beklenen Türkmen Dernekleri Federasyonu ile ilgili temennisini dile getirerek şöyle diyor: Türkmen Cephesi örneğinden, kıssadan hisse almamız gerek, öz eleştiri yaparsak, biz Cepheyi kurduğumuz zaman toplum olarak yanlış anladık. Cephenin içinde bir takım kuruluşlar olur, şimdi federasyon içinde konuşuluyor. Ama bugün Cephe nedir bir parti bir siyasi kuruluştur, benim temennim bu federasyonun da akıbeti inşallah böyle olmaz.
Cephe’nin geçmiş durumdan en çok muzdarip olanlardan biride bendim tabii yeri gelmişken hemen söz isteyerek şöyle dedim: “Bende bu konuda aynı düşüncedeyim Cephe’nin bu belirsizliği karşısında iki, üç makale yazmak zorunda kaldım, kaç defa sordum Cephenin partileri bir bir ayrılıyor ama Cephe hala aynı Cephe. Sanki hiçbir şey olmamış gibi, Normal zamanda kendiliğinden çözülmesi gerekirken o hala en güçlü döneminden geçtiğini ima etmekteydi... Tabii bu kendi kendini kandırmaktan başka bir şey değildi. Aslında Cepheden bir yetkili çıkıp evet biz ITC namında bir parti kurduk dese mesele kendinden hallolur. Belki de başta ben olmak üzere birçok Türkmen ITC’yi bir Parti olarak kabul eder hatta üyesi olurdum”.
Cephenin kuruluşunda hatalar oldu bu doğrudur diyen bir katılımcı. Asıl hatanın Cephenin tüzüğündeki bir maddeden kaynaklandığını, söz konusu maddede “Irak Türkmen Cephesi, Türkmenlerin tek meşru organıdır” cümlesinin yer aldığını tabii bunun anlamı cephe dışındaki herhangi bir parti, kuruluş dernek bunlar meşru değildir demektir bu bence büyük bir hatadır,
Çıkar ilişkisinden beslenen birkaç kişinin meseleyi bu hale getirdiğini söyleyen Dr. Kazancı, yinede insanlarda hatta devletlerde herkes hata yapabilir bu çok normaldir. Ancak en önemlisi geçmişteki hataların farkına varmak dersler çıkarmaktır dedi.
Çıkar ilişkisinden beslenen birkaç kişinin meseleyi bu hale getirdiğini söyleyen Dr. Kazancı, yinede insanlarda hatta devletlerde herkes hata yapabilir bu çok normaldir. Ancak en önemlisi geçmişteki hataların farkına varmak dersler çıkarmaktır dedi.
Irak Türkmen Cephesi’nin son durumu, Kurultay yapılıp yapılmayacağı hakkında bilgi isteyen başka bir katılımcının imdadına da, Selahattin İl Meclisi Türkmen üyesi sayın Ali Haşim Muhtaroğlu yetişiyor.
Ali Bey şöyle cevap veriyor: Öncelikle bir durumu tespit etmek lazım Irak Türkmen Cephesi bütün hatalarına, eksiklerine rağmen bugün Irak’ta kendisini her tarafa tanıttı, Irak Parlamentosunda, Irak Türkmenlerini en fazla temsil eden Türkmen Cephesinin üyeleridir. Baskılara rağmen, büyük dev güçlere rağmen ki karşısında durmuşlar yine bir şeyler yaptı. Şimdi Irak Türkmen Cephesinin yeniden yapılandırılmasında bence bütün bu davaya hizmet veren, emeği geçen bütün Türkmenlerin gerek katkıları olsun bu onların bir görevi olmalıdır. Gerçekten Irak Türkmen Cephesinin müessese olarak bugünkü durumu iyi değil, iç kavgalarımız maalesef koltuk kavgalarımız bizi çok etkiledi. Milletimizde artık bu duruma son vermek istiyor. Şimdi bu şubat ayında biz bunu düşündük orda olan Irak Türkmen Cephesi yetkileri oturup kendi aramızda toplantı yapıp bir komisyon kuracağız. Bu komisyon kurultay için hazırlık görecek. Bu kurultay kimin kurultayı olsun, Irak Türkmen Cephesi kurultayı mı yoksa Türkmen kurultayı mı olsun, hangi partiler katılsın bütün bunları detaylı bir şekilde konuşacağız ve o toplantıdan kararla çıkacağız, çok önemli kararlarla çıkacağız, bu inşallah çok yakın zamanda olacak. Sizlerin ve buradaki değerli ağabeylerimin görevi bence bu yapılandırmada ister burada ister Kerkük’te gerek katkıları olsun. En tehlikeli zamanımızı yaşıyoruz, işte biliyorsunuz Irak hükümeti kuruluyor, anlaşmalar oluyor, gizli anlaşmaları oluyor şartlar koyuyorlar… Ki hepsi bizimle ilgilidir Türkmeneli ile ilgilidir. Ben bunu çok içten üzülerek anlatıyorum.
.Katılımcı: Bu toplantıyı bu komisyonu kim düzenleyecek, yine aynı Cephedeki insanlar ise değişen bir şey olmaz.
.Katılımcı: Bu toplantıyı bu komisyonu kim düzenleyecek, yine aynı Cephedeki insanlar ise değişen bir şey olmaz.
Ali Haşim: Sadece Cephe yok, Irak’ın siyasi sahasında çalışan insanlar tabii sizlerinde fikirlerine başvurulacak, bunları inşallah yapacağız.
Toplantının sonunda bütün katılımcılar Dr. Hicran Kazancı’ya teşekkür ederken bir iki rica da bulundular, ilki Ayda bir olan toplantılarını daha sık bir zamanda daha çok katılımın olmasını istediler diğer bir talepse toplantının bir veya iki konuyla sınırlı tutulmasını rica ettiler.
Toplantının sonunda bütün katılımcılar Dr. Hicran Kazancı’ya teşekkür ederken bir iki rica da bulundular, ilki Ayda bir olan toplantılarını daha sık bir zamanda daha çok katılımın olmasını istediler diğer bir talepse toplantının bir veya iki konuyla sınırlı tutulmasını rica ettiler.
Toplantılarımızı ayda bir yapıyoruz, gerekirse daha az bir zamanda yapacağız diyen Dr. Hicran, dile getirilen konuların hepsinin not edildiğini hiçbirinin ihmal edilmeyeceğini, titizlikle değerlendirmeye alacaklarını vurguluyor. Temennileriniz yerindedir, evet eksiklerimiz vardır doğrudur bunu inşallah asgarîye düşüreceğiz, bir sonraki toplantımızın gündemini siz ağabeylerime bırakıyorum, geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim diyor.
Dr. Hicran Kazancı’ya, bu davetinden dolayı bende teşekkür ederken, kendisiyle bir mülakat yapmak istediğimi beyan ettim, seve seve dedi. toplantının ertesi gününe randevulaştık ve güzel bir görüşme yaptık bu görüşmenin detaylarını da yakında yayımlayacağım.
Cengiz Bayraktar-Gündoğdu-İzmit
No comments:
Post a Comment