Tuesday 25 January 2011

Milli Mücadele Yolunda 21 Şehit Emel Muhtar FUAT



Milli Mücadele Yolunda 21
Şehit Emel Muhtar FUAT
Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Irak Türkleri uzun yıllardan beri topraklarını, yurtlarını, milletlerini can gönülden iç duygularıyla severek gençleri, yaşlıları, erkekleri kızları kadınları her bir alanda çalışarak Milli Mücadele dava Yolunda canlarını, kanlarını adak vererek tüm düşmanlara, kıyıcı dikta rejimlere karşı korku, ölüme tutuklanmaya, uzaklaşmaya rağmen dillerinden vazgeçmeyerek yollarından dönmeyerek
Direnerek her alanda Türk milletlerini savunarak şehit olmuşlardır.

Irak Türklerinin kutsal tarihlerinin en büyük acımasızlıklarının sahnelendiği Kerkük Türk topraklarda işlenen korkunç katliamlardan 14 Temmuz 1959 Kerkük soykırımında genç yaşta kıyıcı Kürt peşmerger, komünistler tarafından şehit edilen 12 yaşında Emel Muhtar Fuat ve üç kardeşi ile birlikte dünyanın sonsuzluğuna kadar unutulmayan Irak Türklerinin Milli Mücadelemizi aydınlatan tarihimizin parlak bir simgemizdir.

Türk Milletimizin tümünü ezdirmekle yok etmeye çalışarak kendi topraklarında, sindirme, asimilasyon politikası Abdukarim Kasım ve Molla Mustafa işbirliğiyle uygulanmıştır.
Kıyıcılar daha küçücük yaşta Irak Türk çocuklarının genç kızları, kadınlar genç yaşlı bilmeden öldürerek milletimizi ortadan kaldırmak istiyordular.

Ama Allah’a inanan milletimiz hiç korkmadan kendisini savunarak yüzlerce şehitler vererek, düşmanlara aldanmadı baş eğmedi toprağına sahip çıkarak haklarını almıştır.
Emel Muhtar O kara 14 Temmuz gününde diğer çocuklar gibi mutlu idi Bayramı kutlamaya katılmış, sevinerek eğlenmişti, yüzünde umutlar gülümseyerek koşuyordu, çocuklarla oynuyordu.

Emel çocuk arkadaşlarıyla oyununu yarıda bırakarak sabah erkenden başlayan kurşun sesleri duyunca eve koşarak kendisini annesinin kucağına atarak, gelen haberlere göre caddelerde, sokaklarda Türklerin öldürüldüğü ailesine ulaşarak herkes eve saklanmakla, tüm ailenin çocukları bir yere kıpırdamadan birbirlerine sarılarak annelerinin, babalarının karşına geçmişlerdir.

Hepsi evde olmalarına rağmen yalnız oğulları Cihat Bağdat´a giderek yurt dışından gelen kuzenini karşılamak için, O gün haber alınarak Kerkük´ün her yerinde kan gövdeyi götürüyor söylenirdi.

Gözlerini Kan boğan ve kana susamış olan katiller, kıyıcılar Türkleri silah zoruyla evlerinden alarak ve birçoğunu öldürerek sürüklemişleredir.
15 Temmuz Bağdat´an Dönen Cihat evde ailesiyle birlikte öğleye doğru evin çatısından yabancı sesler duymaya başlamışlardı.

Canılar komşunun evinin çatısından Muhtar Fuat’ın atlayarak eve sızarak dolmuşlardır.
Türk kanına duymayan Kürt peşmergeler, komünistler ellerinde silahlarını evdeki Muhtar ailesine karşı tutarak önce evinin her yerini kurşun yağmuruna yağdırdılar, yiğit yürekli anne dayanmayarak korkmadan erkekçesine, Ne istiyorsunuz? Ne isterseniz evden alın götürün, ama yavrularıma dokunmayın, en sonunda anne baktı çocuklarını, yavrularını öldürecekler yalvarmaya başladı.

Kıyıcılar, katiller Kürt peşmergeler ve Komünist Halk Direnişçileri annenin yalvarışlarına aldırmadan onu tokatlayarak her türlü kötü laflar söylemeye başlayarak, ondan sonra tüm aileyi bir odaya toplayarak katiller gözlerini kırpmadan her kese ailenin çocuklarına bile ateş açarak küçük büyük yaşlı, kadın, kız demeden tüm aileyi kurşun yağmuruna tutarak dizdiler.
Cihat ve Nihat şehit düşerler. Daha on iki yaşındaki Emel ise açılan ateş sonucu yaralanır ve kan kaybından annesinin kucağında hayatını kaybeder.

Bu acı olayda benzeri olmayan soykırım, katliamda çok sayıda Türkmenler suçsuz, günahsız kıyıcı Kürt komünistler tarafından, öldürülmekle, birçok Türklerde yaralanmıştı, aile çocuklarının gözü önünde, kurşunlanarak şirin canlarını vermişlerdir, bunun yanında iki kardeşle 12 yaşında EMEL MUHTAR da, Gözyaşlarına, çığlık, feryat figanlarına aldırış edilmeden canavarca katledilmiş.
Küçük yaşlarına acımadan, şehit etmişlerdi.

Küçük Emel, İlkokulda öğrencisi olarak, bir genç kız idi, Azize, Semire adında iki kız kardeşi vardı, Nihat, Cihat, Kubat, ayrıca Sedat ve üç ağabeyi, babası Fuat mahalle muhtarlığı yaparak, hep bir evde yaşıyordular, 15 Temmuz evin içerisine girerek silahlı peşmergeler, bunlar çakallar sürüsü gibi Marksist, Tanrı tanımaz kimselerdir, Nihat, Cihat ve Kubatı vura, vura tutuklayarak, sürüklediler, Babanın ilerlemiş yaşına, aksakalına bakmadan, yine çaresiz, güçsüz zavallı annenin gözyaşları, taştan olan yüreksizleri bile etkilememiştir.

Ağlamak, gözyaşı dökmek, yaka yırtmak bu canilere, cellâtlara insan olmayanlara, ALLAH, PEYGAMBER tanımayanlara, ne yapacaktır? Baba, bu katillerin önüne atıldı, beni öldürün onların yerine demiştir, Yüreği yaralı annenin çırpınışları, İle Beni götürün, öldürün onlara kıymayın, çocuktular, anne, baba yalvarıyorlar. O eli kanlılar, zalimler ne anlarlar çocuk, anne, babalık hakkı, ciğer yanmasını, yuva dağılmasının ne bilirler. Adamı ve kadını o kadar döverek bir kenara atıp ardından Nihat’ı kurşuna dizerek, şehit ettiler.

Küçük kız Ağabeycisine koşan 12 yaşında Emel de, hainler tarafından kurşunlanarak, kardeşinin yanına düşerek, şirin canını göğsü üstünde vermiştir.
Ardından bu gaddarlar, kıyıcılar kurşunu Cihatta doğru çevirmişlerdir. Bu vahşiler, Emel ve iki kardeşi dışarıya doğru sürükleyerek, araba arkasına iple bağladıktan sonra, Kerkük caddelerinde sürüklediler…

Gözleri kanla dolan katiller, Türk düşmanları, nerde Türkmen evi olarak bırakmadılar, aramaya başladılar
Cihat, Nihat, Emel Kardeşler baba, annelerinin öteki küçük kardeşlerinin önünde kıyarcasına şehit olurlar, Henüz 12 Yaşında Acımasızca öldürülür Emel Ve Altı yaşında olan Semirenin koluna üç kurşun değerek kolunda ağır yaralanarak, yere düşerek bayılır, Çok küçük yaşta çocuk olan Kubat bacağından ve göğsünden yaralanır ve bir yaşındaki Sedat ile annesi Allah’ın yardımıyla kurtulurlar.

Bu ailenin başına gelen bu katliamdan sonra, Nihat, Cihat ve Emel´in şirin cesetleri Komünist, peşmergeler tarafından iple bağlanarak cadde, sokaklarda sürüklenerek iki ters yöne giden arabaya bağlanarak parçalanırlar.
Çaresiz anne ve baba şehit düşen çocuklarının katliamdan sonra cenazeleri kanlı yaşlar içinde ağlayarak gömerek hastanede yaralı yatan iki çocuklarıyla ilgilemek en acı günlerde yaşamaktaydılar.

Bu katillerin idam edilmeleri. Ve baba yiğit atılgan milli mücadele yolunda çalışan teşkilat milli dava adamlarımızın yoluyla haklarının alınması, annelerinin yüreğine su serperek gözyaşlarını azda olsa dindirmişti.

Şehit edilen çocuklarının ardından her gün Türkmen şehitler mezarlığına giden anne, baba, bacılar, çocuklarının mezarı başında “Emel, Nihat, Cihat bağırarak feryat eden ağlayan anne, bu üzücü, can yakıcı acıya, çileye daha dayanamadan Allah’ın rahmetine kavuşarak vefat etmiştir.
Düşmanların Türkmenlere karşı bu kadar kin ve sevmemezlığı nefreti Türkmenlerin çağlar boyunca kendi vatanları, toprakları olan Kerkük şehitlerinin kanlarıyla yoğurarak hiçbir kimsenin eline geçmeden yüzlerce şehitler vererek, temiz kanlar aktırtarak yene bu vatanın ata topraklarını hep bizlerin kalacaktır.

Emel Muhtar Fuat 12 yaşlarında suçsuz, günahsız bir çocuk olarak bu kıyıcı soykırımda kardeşleriyle kurşuna dizilmiştir şirin canını vermiştir.
Bir ailenin üç çocuğu şehit olması ve iki çocuğunda yaralanması büyük bir katliam olarak acı dolu anılar bırakan bu zorla öldürmek, yok etme sahneleri, Kerkük’ün tarihinde kolay, kolay unutulmadan silinemeyecektir yüreklerde, gönüllerde acı dolu, özlem çile izler bırakacaktır.


Bu katliamda, soykırımda yüzlerce Irak Türkleri her türlü baskı, acılarla öldürme araçlarıyla şehit olarak yaralanmıştır.
Onları asla kahraman Milletimiz unutamadı ve unutmayacaktır.

No comments: