Sunday 16 August 2009

KARABAĞ, GÜNGÖR YAVUZASLAN



KARABAĞ


Sen sus can Azerbaycan ben yanayım
Karalar bağlasın şanlı hilal tutsaktır bu diyar
Çırpınmasın Karadeniz

Tuna nehri yıksın etrafını
Sen sus can Azerbaycan ben yanayım
Şen yuvalarda kurulmasın sofralar
Vurulursa alaca gecede düğün davullar
Bir çadırdaysa göçer Azeri analar
Alınan nefes haram, yaşanan güne yanayım
Ah Baku gene bekler Nuri Paşayla neferleri
Bir konak yolda olsa gene laleler
Gence de düze çıksa kırmızı kalpaklar
Bir bayram günü gene yaşansa Karabağ’da
Şehitler sarsa bu toprakları Tenha Mezarlarda
Gene bir Vahabzade gelse şiirler yazsa
Bin atlı akıncılar koşsa gelse Mohaç Meydanından
Çocuklar gibi şen olsalar Kafkas dağlarında
Bir gece Genç Osman gelse kapılara
Allah Allah deyip açsa tutsak diyarları
Sen sus can Azerbaycan ben yanayım
Bir Şubat akşamı Hocalı da ağıtlar yükselirken
Uzaklardan bakan biz utanalım sen sus
Bir küçük göçmen Azeri oğul tutsun yakamdan
Sorsun bana yetim kalmasının hesabını
Sen Karabağ toprağı kara, dağı yeşil tutsak yanım
Dörtyüz milyonluk bir Türk Dünyasıyım
Tam sinemde yarasın sen kanarsın sen
Gece sussun, gün sussun, her şey anlamsız
Şehitlerim nöbete durmuş ayakta kefensiz
Haydi, çok sustun koca çınar ayaklan
Kurtulsun Karabağ bozkurtlarım dikilsin
Türk’e Türk dosttur tek böyle bilinsin
Çok ağladın şen olasın Azerbaycan
Karabağ kalasına ay-yıldız çekilsin



GÜNGÖR YAVUZASLAN

No comments: