Irak’ta
petrollerin çıkışından sonra Mezopotamya bölgesinde dengeler değişmekle petrol
savaşları Kerkük, Erbil, Musul’u kapsamakla Osmanlı İmparatorluğundan sonra bu
bölgeler İngilizlerin egemenliği altına alınmıştır.
Batı dünyaları
artık gözlerini bizim Kerkük Türkmeneline koymuştur, Irak topraklarına
devredilen Kerkük, Musul bölgeleri günümüzde ABD’nin önde gelenekte olan bircik
ilkelerinden sayılmaktadır bugünün gündeminde kamuoyunun de değer
kazanmaktadır.
Kerkük, Musul
bölgemiz önemli bir coğrafyanın tartışma inceleme konusu olmuştur.
Kerkük Türkmeneli
zengin petrol kaynaklarından dolayı sömürgeci ve emperyalist devletlerin
dikkatini çekerek, bu bölgelere gözler dikilmiştir.
Milletten önce
Türk toprakları olan bu bölgeler 1000 Yıldan fazla Türk milleti bu topraklara
hakim olarak bu bölgelerde büyük devletler kurmuşlardır bu topraklara bu
bölgelere Irak Türkleri tarihten önce Sümerler Türk bir varlığı olmasına rağmen
Türkmenlerin tarih öncesi bu topraklara yerleşmesi Irak’ın önde gelen tek
unsuru sayılmaktadır .
Irak Türklerinin
Irak’a yerleşmesi biz Türklerin Anadolu’ya yerleşmesinden daha önceden büyük
bir tarih kanıtıdır bununla Kerkük, Musul ve Türkmeneli bölgesinin Türklük
tarihine çok önemli bir yeri bulunmaktadır.
Irak Türkleri
sağlam bir alt yapıya sahip olarak büyük devletler kurmuşlardır bu Türk
devletlerle tüm Türkmeneli Türklerin hakimiyeti altında kalmışlardır Kerkük,
Musul Türklerinin toprakları olarak hiçbir zaman değişilmeden, değişmeyecektir.
Bu kurulan
devletlerden büyük Türk devleti Selçuklu devletidir ve Osmanlı İmparatorluğunu
saymak gerekmektedir.
Osmanlı
imparatorluğu döneminde petrolün ortaya çıkışı Türkmenelini Kerkük, Musul
bölgesi coğrafi önem taşarak ekonomik tarafından çok önem vermektedir.
Irak emperyalist
İngiltere tarafından işgal edilerek genelge İngiltere bölgeden ayrılırken
Türkler bu toprakların sahipleridir.
Ve sonradan Irak
devleti kurularak Kerkük, Musul Türkmeneli toprakları Irak devletine
verilmiştir.
Kerkük, Musul ve
tüm Türkmeneli Anavatan Türkiye’den koparılmasından sonra öz be öz Irak
Türkleri sayıları dört milyona yakın olmakla her türlü zulüm işkence baskıya
sürekli soykırıma katliamlara maruz kalarak onlara karşı asimilasyonlar
haklarında uygulamaya başlamıştır.
Artık Irak devleti
başına gelen hükümetler Irak Türklerine hiçbir haklar tanımadan sürekli olarak
onlara baskı sürdürmekle Irak’taki Türklere her türlü insan hakları ihlalleri
yapılmıştır, ve yapılmaktadır.
Kerkük, Musul
bölgesi daha önceden dünyanın en önemli petrol madenlerinin geliştiği yer altı
zengin kaynaklarına sahip olmuştur.
Musul, Kerkük ve
Türkmeneli toprakları olan bu bölgeler Osmanlı devletinden koparılmakla
düşmanlar çalışarak milletimiz tüm engellere baskı zulümlere rağmen milli
mücadelesini başlatmıştır.
Irak Türkleri sağ
duyulu olarak Irak devletine sadık kalmışlardır kendi ana topraklarını
bırakmadan Irak devletine yönetimi altında yaşamayı isteyerek sürekli olarak
mücadeleye girişerek bir karış yerlerini düşmanlara vermeden korumuşlardır.
Kerkük, Musul
Türkmenelimiz Türkiye Cumhuriyetinin yakın bir tarihinde önemli bir dönüm
noktası olmaktaydılar ihmaller nedeniyle ve politika üretememenin kurbanları
olmuşlardır.
Artık Musul,
Kerkük, Erbil
Türklüğün simgesi olarak anavatan ayrılık
çekmeye üzücü duruma neden olmuştur.
Türkmenelinin
kanlı bağrında derin bir yara olarak sızlayarak kanamaktadır.
Kerkük’ün,
Musul’un, Telafer, Tuzhurmatu, Erbil’in
ve öteki Türkmeneli bölgelerin hakkında binlerce Türklüğü ile ilgili belgeler
bulunmaktadır .
Irak Türkleri
yüzyıllardan beri bu topraklar kendi toprakları olmakla öz Türkçe
konuşmaktadırlar, yazı dilleri Anadolu Türkçesiyledir uzun yıllardan beri her
bir türlü yapıtlar öz Türkçedir.
Artık 4 milyona
üstünde olan Irak Türkleri Türkiye’ye ve Türk diline Türklüğe gönülden kanlarıyla
bağlıdırlar .
Irak Türkleri
dünya Türklerinden farklı olarak Türkiye’ye Türk ırkına Türk toprak Ay yıldız
bayrağına suyuna taşına ırmağına tüm duygularıyla Türklükleriyle Türk Turan
Ülkücülük ilkeleriyle içten bağlıdırlar.
Irak Türkleri
Kerkük, Erbil ,Musul, Bağdat , Diyala, Vasit , şehirlerimizle Tuzhurmatu, Kifri
Telafer ,Efgani, Reşidi ya , Selamiye ,Şahreban, Hanekın , Ömer mandan,
Tazehurmatu , Altunköprü , Kümbetler, Mendili, Kızıl yar , Kazaniya gibi
ilçelerimiz ayrıca tüm Türkmen köylerimizin yoğun olarak buralarda ve Dahok,
Zaho, ve Irak’ın güneyinde yaşamaktadırlar.
Irak Türklerinin
çoğunluğu okur yazar tahsillidir çiftçi ve köylüsü da azdır, bilinçlidir.
Irak Türkleri
yalnız Irak’ta değil dünyanın her yerinde ve Arap ülkelerinde tanılan Irak
Türkleri dini Edebiyat alanında bir çok şahsiyetler yetirmişlerdir.
Irak Türklerinin
nüfusu 4 milyona yakın olmakla bu nüfusun yarısı üç Türk şehri Kerkük, Musul,
Erbil şehirlerinde yaşamaktadırlar,
ayrıca öteki yarısı de diğer Irak’ın Arap şehirlerine dağılmışlardır.
ve birçok
Türklerde Araplaşmışlardır, Kürtleşmişlerdir.
1959 yılında
Kerkük katliamından sonra çok Irak Türkleri Bağdat, güney ve Irak’ın bir çok
yerlerine yerleşmişlerdir .
Kimsesiz Irak
Türkleri yıllar boyu sahabesiz kalarak hiçbir zaman devlete karşı isyan etmeden
silahlı hiçbir eylemde bulunmamışlardır.
Saddam rejimi Irak
Türklerine yaşam hakkı tanımayarak tüm düşmanlar tarafından anayurtları Kerkük
bir gelir kaynağı olduğundan dolayı ırkçı Araplarla Kürtler arasında kalmakla
onu parçalamaya aralarında bölmeye çalışmaktadırlar.
Kürtlerde
Kerkük’ün kendi başkenti olmasını ortaya sürmekle bugünde Amerika, İsrail,
İngilizlerin uygulamış olduğu nüfus politikası sonucu Irak Türklerinin yaşamış
oldukları Türkmeneli bölgelerine Kürtler hakım olmaktadırlar.
Irak Türkleri 1950
yılından sürekli olarak katliamlara, soykırımlara karşı be karşı olmuşlardır.
1959 tarihinde
Türk milletine Kürtler tarafından kanlı katliam hiçbir zaman unutulmayacaktır.
Günümüzde Irak
Türklerinin konusunu gözden geçiren Kürtler bölgede yerleşmiş olduklarından
dolayı hiçbir ilerleme öne sürülmemiştir, Her zaman Irak, Musul, Kerkük
Türkleri konusuyla ilgili hiçbir anlaşma olmamıştır, yalnızca Türkiye, Kerkük,
Musul meselesini dünya Türklerinin bir parçası olduğunu görmektedirler.
Irak Türklerinin
biricik istediği umudu kendi milli tarihi, kültürel kimliklerini kurmak için
yaşamaya çalışmaktadırlar.
Tüm haklarını
isteklerini arzularını yalnızca Anavatanları saydıkları Türkiye’yi sevdiler,
Türkiye uğrunda hapishaneye atıldılar ve Türkiye için idam oldular şehit
düştüler çünkü onları Türkiye’den başka hiçbir kimse hiçbir devlet hükümet
dinleye bilecek olamaz çünkü onlar Türk’tür ve Türk kalacaklardır.
Irak’ın
muhalefetini Suriye, ve İran, Amerika, İsrail desteklemekle Irak Türklerinin
meselesi sahipsiz kalarak onlara hiçbir yaklaşım olamamıştır, Ve körfez
savaşından sonra tüm dünya Kürtlerle ilgilenerek, Kürtlerle anlaşmaya
katılmışlardır, Amerika tüm muhalefet gruplarıyla yardımlaşarak, Irak Türkleri
arka plana bırakılarak İsrail, Fransa ve İngiltere’de kuzey Irak’ta Kürt
devletinin kurmasını planlanarak çalışmaktadırlar, ve bu tür anlaşma
toplantılarda Irak Türklerinin meselesi dile alınılmamıştır, ve göz ardına
edilmiştir.
Türkiye
Cumhuriyeti Kerkük, Musul Irak Türklerine sahip çıkmadıkça ve onları milli
siyasi kültürel haklarını savunmadıkça dünya ülkeleri ve Irak yönetimi
tarafından önem kazanmayacaktır.
Bizler Irak
Türkleri olarak milli meselemiz Türkiye Cumhuriyeti için bir milli Türk
milletimizin önde gelmekte olan Türkçülük soydaşlık meselesidir ve Türk
milletinin hiçbir ayrılmayan parçasıdır çünkü Irak Türkleri dünya Türklerinden
bir parça olmasıyla Türkiye devletinden ayrılmayan Türklük duygusunu taşan bir
parçalıktır.
Irak Saddam
rejiminin 2003 tarihinde düştükten sonra Irak Türkleri bölgede mücadelesini
vermekle faaliyet göstermekle sınırlı milli gücüyle milli davasıyla varlığını
korumaktadır dünyanın her bir yerinden bugün kuzey Irakla ilgili olarak gelecek
için bir plana vardılar.
Bugünün
siyasetinde Türkiye’nin kuzey Irak bir politikası planı olmalıdır.
Ve bu planın
içinde Irak Türkleri önde gelen unsur olmalıdır ,
Türkiye
Cumhuriyetine Irak Türkleri bir emniyet kuşağı olmalıdır ve Musul ,Kerkük’ün
önemli bir petrol kaynağı olmasına rağmen Türkiye Irak Türklerine bağlı olmakla
onlara sahip çıkmalı onların haklarını savunmalı çünkü Türklerin tek
kurtarıcısı bağlılığı tek Türkiye’dir,ve Türkiye olacaktır.
Kerkük, Musul
Türkmeneli bölgesi bugün tüm dünya devletleri tarafından coğrafyası önemli bir
yere sahiptir ve tüm siyasetçiler yönüyle tartışma konusu olmuştur.
Bu bölgenin zengin
portolunun kaynaklarından dolayı Amerika, İsrail, İngiltere, Fransa’nın ve
öteki devletlerce göz dikilmektedir
Bu topraklar 1000
yıldan fazla Türklerin döneminde hakim olunan bir Türk bölgesidir, günümüzde
bir çok yönden önemli olmakla Irak üzerinde emperyalist devletler tarafından
türlü senaryolar oynanılmaktadır.
Irak devleti
Ortadoğu dünyasından coğrafyası yönünden jeopolitik açıdan kompleks bölge
sayılmaktadır ve petrolün bulunmasından önem kazanmasına rağmen dünyanın en
istikrarsız karışık ülkelerinden biri olmuştur.
Irak’ın dünya
petrol rezervlerinin çok önemli bir bölümüne sahip olması Irak üzerinde
emperyalist devletlerinin umutların gerçekleşmesi öne sürülmüştür.
Uzun yıllardan
ayakta duran Irak Türkleri milli varlıklarını koruya bilerek sahipsiz kurarlara
rağmen Türkiye’yi kutsalcasına severek ona bağlı kalarak anavatan onları
unutmuş halde olmuştur.
Irak Türkleri
zalim Saddam döneminde onları yok etmekte her türlü metotlarla acımasız ve
insan dışı politikayla onları silmeye ortadan kaldırma soykırım, katliamlar
uygulanmıştır.
kıyıcı Saddam
iktidara geldiği andan Türklere karşı akıl ermeyen baskı saldırı , soykırımı
uygulamalarıyla onlara yaşam hakkı vermeden kendi yurtlarından , topraklarından
uzaklaştırmakla çok sayıda Türkleri haksız yere idama mahkum etmekle binlerce
Türkleri hapishaneye atarak sürgün uzaklaştırmak sistemi mülk edinme iş kurmaları
ve kendi dilleriyle konuşmayı yasaklamışlardır .
ve zorlukla
Türkler nüfus kayıtlarında kendilerini dillerini Arapça olduğunu uygulayarak
çok Türkler zorla baskıyla Arap yazdırmışlardır.
Saddam yanında
Talabani, Barzani da tam olarak uygun bir kopya sayılmakla bu iki diktatör
Saddamcı ellerinde iktidar olsaydılar Saddam rejiminin Irak Türklerine daha
fazlasını onlar yapacaklardır.
Barzani, Talabani,
Saddam’ın güçleri ile desteği ile hüküm sürdükleri Irak’ın kuzeyinde Türklere
göz açtırmadan Ağustos 1996 yılında bir çok sayıda Türkler liderleri ile
birlikte Saddam rejimine tutuklayarak idam etmiştir.
Barzani, Talabani
Türklerin kutsal saydıkları Kerkük Erbil Türk şehrini ele geçirerek uzun
yıllardan hayal ettikleri kukla bir devletin başkenti olmasını söylemekle
tahditlerde bulunmakla çok sayıda Irak Türkiye’nin kanlarını akıtmışlardır.
Önceden 1959
yılından Kürtler Mesut Barzani’nin babası Molla Mustafa Barzani ve Celal
Talabani ile Kerkük Türk şehrine yapmış oldukları kanlı katliamlar, soykırım de
yüzlerce kimsesiz suçsuz Irak Türklerinin acımasız öldürmüşlerdir Kerkük
Altınköprü katliamları tüyleri ürperten anıları bilinçlerimizde andaçlarımızda
canlı, canlısına yaşamaktadır.
Vahşet ve
barbarlık insanlık tarihinde kara bir leke olarak kalacaktır bu facia hiçbir
zaman Irak Türkleri tarafından unutulmayacaktır.
Kürtler bugüne
kadar Irak Türklerine karşı hiçbir zaman iyi temiz niyet beslemedikleri
bellidir.
Kürtler Körfez
savaşı sırasında Kerkük şehrini ele geçirmekle birkaç gün içerisinde Türklerle
ilgili belgeleri yok ederek Kerkük nüfus ve tapu daireleri ile mahkeme
binalarını çok sayı Türkçe yapıtları yağma edip yakmışlardır.
Barzani
denetiminde olan peşmergeler Türkmen şehri Erbil’de Türkmenlerin kuruluşlarına
baskın yaparak görevli gençleri, liderleri tutuklayarak Saddam’a vererek onları
idam ettirmiştir.
Ayrıca Türk
okullarında Türkçe eğitimini engellemeye uğraşmışlardır.
31 Ağustos 1996
tarihinde Saddam, Barzani birliğinde Irak güçleri Erbil Türk şehrine girerek
yüzlerce Türkleri Saddam’a teslim ederek Irak yönetimi tarafından kurşuna
dizilmişlerdir.
Ve Irak’ın her bir
yerinde Türk kuruşlarının Kürtlerin saldırısına baskısına uğramıştır, ve
yağmalanmıştır.
Akıncılarımızı
şehit etmişlerdir ve bir çoğunu da yaralamışlardır.
Irak Türkleri eski
rejim dönek Saddam yönetimi tarafından işkence çile baskıya maruz kalmışlardır,
ve Türkiye, Türkçülük uğrunda Türkler canlarını, kanlarını seve, seve vererek
Anavatanları Türkiye’den umdukları sıcak ilgi bulmaya çalışmışlardır, ama ne
yazık Türkler büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardır.
Irak Türkleri
davaya kendilerini adayarak bir çok milli meselesini uluslar arası platformlara
taşınması çok önemlidir haklı olan bu davasını dünyanın kamu oyununa yansıtmak
seslerin duydurmak gerekmektedir, bununla yabancı ülkelerle özellikle B- M Irak
Türklerinin davasını savunmalı ve kamuoyuna ulaştırmalı organizasyon ederek çok
güçlü olmalıdır.
Ortadoğu gibi
ülkelerde ve Avrupa tüm devletlerde Irak Türklerinin ilerlemesi dünyaca
tanıtması gelişmelerde dünya kamuoyu ile birlikte ülkemizde Türkler gündemde
yer almakla en üst sıralarda yer almaktadır.
Eskiden ağırlığını
koran İngiltere bu günde ABD Devletinin çıkarlarına paralel görünerek
Türkmeneli bölgemizde hakimiyetini sürdürmekle her duruma göre senaryolar
Amerika tarafından kendi çıkarına göre değişebilecek Kürtleri bu gün bir güç
sayarak kullanmaktadır, Kürtler eskiden beri günümüze kadar her bir güçlü
devletler tarafından kullanmaktadır bu günde Saddam rejimi düştükten sonra
Kürtleri kendi çıkarına yararlarına kullanmaktadır.
Kuzey batıdan
başlayan güney doğuya uzanan Barzani ve Talabani’nin kontrolü altında olan
bölge hızlı olarak Kerkük’e yoğun bir şekilde Kürtleri akın ettirmiştir,
binlerce yerleşmişlerdir bugün dünyanın her bir yerinden Kürtler İsrail’in
yardımı ile Türkmenelinden toprak yerlerini almaya kalkmaktadırlar.
Kürtler güvenli
bölgede toplanmakla başarılı gelişmelere temel atarak Türkmenlerse ikiye
ayrılmışlardır bir bölümü kuzeyde Barzani ve Talabani’nin baskısı altında
yıllar boyu yaşamakla Türkmen çoğunluğunun yaşamış olduğu güneyinde dönük
Saddam rejiminin yönetmiş olduğu bölgede yaşamıştır.
Rejimin ABD
Saldırı gücüyle devirmekle bölgenin bir çok bölümü Kürtlerin tarafından
yönetilmektedir, Amerika başkanı George Bush yapmış olduğu kongre konuşmasında
Saddam’ı devirmeye yönelik planı 2003 tarihinde uygulamıştır.
Günümüzde Saddam
sonrası Saddam’ı devirmekle Barzani ve Talabani yönetimleri ile iş birliği
anlaşmasında bulunmakla onlara her türlü siyası Ekonomi ve başka alanlarda yardımda
bulunmaktadır, ve her türlü destek vermektedir her bir yönüyle çeşitli
senaryolarla gündemde yer almaktadır.
Amerika yönetimi
son günlerde Türkiye ve Arap dünyası ile
iş birliği
arayışlarına geçerek tepkilerini göstermekle ertelemiş olduğu Kürt devletini
kurmak için bu günümüzde yerli planlarını gerçekleştirmek için çalışmalı
görünmektedir.
Kuzey Irak’ta
bugün oluşturulan Kürt kukla devleti bayrağı, ordusu, ekonomisi kendi başınadır
Amerika Kürt faktörünü kullanarak bölgeyi dehada fazla büyük istikrarsızlığa
sürdürmektedir.
Irak Türklerini
Türkiye harekete geçirmeden Türkler sevgilerini duygularını hiçbir zaman
Türklüklerini unutmadan bu uğurda yüzlerce insanları şehit olarak hapishanelere
atıldılar.
Rahmetli Mustafa
Kemal Atatürk gelip birkaç sene yaşasaydı Musul, Kerkük geri alınacaktır, çünkü
yalnız onu dış politikası Türkleri kurtarmaktır, ve bu hususta Türkiye dış
politikasının temel unsurlarını dile getirmiştir.
Irak Türkleri tüm
Irak hükümetleri tarafından baskı ve asimilasyon politikalarına uğramışlardır ,
bugünde bu politika dehada fazla Kürtler eliyle zorlu göçler Kerkük ve tüm
Türkmeneli bölgelerine nüfus yoğunluklar akınlar artmakla Irak Türkleri
Türkiye’den başka hiçbir ülkeden yardım görmediler , Irak Türklerde büyük güce
sahip olarak hiçbir düşmanlardan korkmadan davalarını canlarıyla , kanlarıyla
sürdürmekle Türkiye’den meddi manavı olarak her bir yardım destek
istemektedirler ,Ve Irak’ın toprak bütünlüğünü politiksi İnsan haklarına
saygılı olarak bunun yanında tüm etnik toplulukların mezheplerin temsil etmesi
için bir merkezi hükümeti ön görünmektedirler.
Türklerinde
Irak’ta ana haklarını güvence altına almaya çalışarak ayrıca Türkiye’n inde
garantörlüğünü sağlamak elde etmek için milli mücadeleyi kanlarıyla
başlatmalıdırlar.
Türkiye devleti
Habur kapısından Kürtlere yıllık olarak 1 Milyar dolar kazandırmaktadır gümrük
gelirinden başka bu kapı Kürtler için ticari kapı olmuştur, Türkmen milletinin
yararına Türkiye Telafer’den başka bir kapı açmış olsaydı ayrıca Habur
kabusunun bir bölüm geliri Türkmenlere olsaydı şimdi Irak Türkleri bu gün başka
özel bir durumlarda olacaktır, şimdi kuzeyden gelen sığınmacıyla terör
düşmanlarda Türkiye sınırından ana topraklarına,
Girmekle her türlü
eylemler yapmaktadırlar, sınıra sızan teröristler güçlenmekle milletimize karşı
kurşun vurarak çok sayıda şehitler verdirmiştir.
Artık kendimize
güvenmek milli haklarımızı koruya bilmek için çalışmalıyız .
Bugünkü kuzey
Irak’ta Barzani aşiretiyle bir kabine ortaya atarak bir parlamento kurmuştur
üyelerinin tümü seçimle değil Barzani tarafından atanmıştır.
Önce Saddam
rejiminin yapmış olduğu gibi Barzani’nin dönemine karşı hiçbir kimse aday
olamaz ve seçimlere karşı hiç kimse hayır demesi olamaz artık ne zaman Kürt
halkı Barzani’nin baskı zulmünden kurtaracaklardır.
1946 yılında Irak
ordusunun onu etkilemiş hala getirmekle Mustafa Barzani kurtuluş davasını
İran’a ve Sovyet Rusya’ya sığınmıştır.
Mustafa
Barzani’nin oğlu Mesut Barzani şimdilerde kuzey Irak’ta Kürt devletinin
temelini atmaktadır ve dikta bir rejimi sürdürmekle Türkmen milletine karşı
Saddam rejiminden sonra soykırımın baş aktörüdür bunun yanında Celal
Talabani’nin 1959 Kerkük katliamının kıyıcısı işkence ile öldüren Nuri Talabani
da önde gelen başlardandır, şimdide Türkmenler, Kerkük hakkında kampanya
yürütmektedir, ayrıca Türkiye’ye ve Türk liderlerine dil uzatmaktadır bunların
düşmanlığı Kerkük’ün zengin petrolünden dolayı Barzani ve Talabani Kürtler
Türkmenlere kötü niyet kin beslediklerini göstermektedirler.
Kürt gruplar
İngiltere’ye Rusya’ya, İran’a bugünde ABD, ve İsrail’e boyun eğerek meyletmekle
yanaşmaktadırlar, Buna rağmen Kürtler Irak Türklerine düşmanlıklarına karşı
Türkiye Cumhuriyeti onlara Habur kapısını açarak yılda 1 Milyar dolar gümrük
gelirini kazandırmak üzeredir.
Ayrıca onlara
kırmızı pasaport verilmesi Türkiye’ye geldikleri zaman el üstünde tutularak
resmi törenlerle karşılanmaktaydılar, bunun yanında zavallı, kimsesiz Iraklı
Türklerse ikametsiz olarak kendi anayurtlarında korku içinde yaşayarak yüzlerce
Türkler Ege denizinde boğularak şirin canlarını vermişlerdir.
Onlara çalışma
izni verilmemiştir, onlara çifte vatandaşlık statüsünü uygulamadan onlar üçüncü
devletlere göç etmişlerdir.
Buna rağmen yinede
Irak Türklerini tüm düşmanlara karşı hayatlarını Türkiye’ye borçludurlar ve
hiçbir zaman Türkiye devletinin sevgisini atamazlar kanlarıyla canlarıyla
Türklük davalarından iç duygularından olamazlar yan duramazlar çünkü onların
temiz kanlarında yalnız, yalnız Türkiye Türkçülük Kerkük, Güney Azerbaycan,
Doğu Türkistan, Suriye, İran, Ahıska ve tüm Türk dünyası yaşayacak, gün be gün
dehada fazla büyüyecektir.
No comments:
Post a Comment