Tuesday, 1 July 2014

IRAQI TURKMENS URGENT APPEAL TO THE U.N. ASKING FOR A SAFE HAVEN FOR TURKMENS IN THE NORTH OF IRAQ




IRAQI TURKMEN FRONT
European Representation
Brussels-Belgium

For the urgent attention of The Secretary-General of the United Nations, Mr. Ban Ki-moon

S.0.S. AND URGENT APPEAL FROM THE IRAQI TURKMENS TO THE UNITED NATIONS FOR THE ESTABLISHMENT OF A SAFE HAVEN FOR TURKMENS IN THE NORTH OF IRAQ.

Your Excellency,
As the representative of the Iraqi Turkmen front in the European Union and on behalf of the Iraqi Turkmens, who constitute  Iraq’s  third largest ethnic group and one of the three  main communities forming  the backbone of the Iraqi people with the Arabs and Kurds, I am writing to you in order to bring to your attention the grave situation the Turkmens are facing in the north of Iraq after the attacks and the invasion of Mosul city by the terrorist organization ‘ISIS’(the Islamic State of Iraq and Sham) on the 9th of June 2014.

Since then, the terrorist organization ISIS has multiplied its attacks and extended its invasion to the north of Iraq rapidly because of the unexpected and astonishing sudden withdrawal of the Iraqi army divisions from their positions in the four provinces in the north of Iraq (Mosul, Kirkuk, Salaheddin and Diyala), leaving a vacuum and facilitating the partial occupation of these provinces by ISIS and by the Kurdish Peshmerga.

Indeed, the Kurdish Peshmerga, either in prior agreement with the terrorist organization  ISIS or opportunistically taking advantage of the present weakness of the Iraqi government forces in the north of Iraq, have quickly advanced their forces beyond the Kurdish autonomous region to occupy and control the so-called ‘contested territories’ in the provinces of  Kirkuk, Mosul, Salaheddin and Diyala. The Kurdish Peshmerga forces are now de facto occupying almost all the Turkmen region in the north of Iraq (Türkmeneli) and controlling almost all Turkmen cities and towns in these four provinces.

After occupying Mosul city, ISIS attacked Telafer, the largest Turkmen city in the province of Mosul, killing over one hundred Turkmens and wounding several hundreds of them, 200.000 Turkmen inhabitants of Telafer, mainly women, children and elderly people fled the city under heavy shelling. These defenceless people are facing huge difficulties to find shelter, water and food, they are in the desert under scorching heat. Some of them have been denied entry to the Kurdish region where they were seeking refuge.

ISIS after establishing its control on Mosul moved forward to the south and took control of Tikrit, the capital of the Salaheddin province and of the town of Hawija, the largest Sunni Arab town in Kirkuk province where they took control without any resistance neither from the central government forces nor from the local authorities because of the sudden withdrawal of the Iraqi army divisions from their positions in these provinces as mentioned earlier.

After controlling Tikrit and Hawija , ISIS  moved to the Turkmen region of Kirkuk, Salaheddin and Diyala provinces and attacked the Turkmen towns and villages situated  in these provinces such as Bashir, Biravceli, Bastamli,  Chardaghli, Kara Naz, Kara Tepe, Salman Pak, Jalawla and several villages belonging to the Turkmen Bayat tribes.

In each of these Turkmen localities ISIS has committed crimes against humanity, torturing, raping, kidnapping young girls, looting Turkmens’ properties and mass killing indiscriminately women, men and children.

The Turkmens in Iraq have been betrayed by the Iraqi government who assured them that the Iraqi army would protect the Turkmens in the entire Turkmen region in the north of Iraq.

The 12th division of the Iraqi army which was supposed to defend and protect Kirkuk province, unexpectedly abandoned its position, leaving all its weapons and equipment behind.

The Kurdish Peshmerga took over the area and confiscated the weapons which were abandoned by the Iraqi army. The Peshmerga were supposed to protect and defend Kirkuk province from ISIS attacks.

Unfortunately, when ISIS encircled and attacked the village of Beshir (situated some 30 km south west of Kirkuk)  the Peshmerga forces abandoned their position around Beshir, leaving the poorly armed Turkmen inhabitants on their own to defend their village. They resisted as long as they could until they ran out of ammunition.  ISIS conquered the village and the inhabitants fled, but unfortunately not all of them succeeded.  Dozens of people were killed, more than 30 were wounded and a large number of them are still missing, they are either dead or still trapped inside the village.

ISIS has committed the same crimes in the Turkmen locality of Biravceli, in Salaheddin province, where they killed 23 defenceless Turkmens, most of them women and children.

The above are just a few examples of what is happening to the unarmed and unprotected Turkmens in  their towns, cities and villages in the north of Iraq.

Since 2003, Turkmens have been continuously targeted and attacked. They have been killed, wounded, kidnapped for ransom, their properties have been looted or burned and their political leaders have been assassinated.

In view of the above, it is clear that the survival of the Turkmen community in Iraq is at stake. They are facing ethnic cleansing and a potential genocide in the present day troubled situation of the country.

Therefore, Iraqi Turkmens urge the General Secretary of the United Nations to do his utmost to come to the help of the Turkmens to protect them by providing a safe haven for them in the north of Iraq, similar to the safe haven the UN provided for the Kurds of Iraq from 1991 to 2003.

Furthermore, Turkmens urge the United Nations to bring the criminals from ISIS as well as those responsible in the Iraqi central government and local authorities in these provinces who betrayed the Turkmens by leaving them without defence and protection to the International Criminal Court to be judged.

Yours respectfully,

Dr. Hassan Aydinli
Iraqi Turkmen Front EU representative
Brussels, 21st June 2014.

TURKISH TRANSLATION:

Ekselansları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Bay Ban Ki Moon'nun acil dikkatine

IRAK TÜRKMENLERİNDEN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GENEL SEKRETERİNE KUZEY IRAK'TA GÜVENLİ BÖLGE TESİSİ İÇİN S.O.S. VE ACİL BAŞVURU
Sayın Ekselansları

Ben, Irak Türkmen Cephesinin Avrupa Birliğinde ki Temsilcisi olarak ve Irak'ta ki üçüncü büyük etnik gurup olan, Araplar ve Kürtler ile birlikte Irak halkının omurgasını teşkil eden üç ana toplumdan biri olan Irak Türkmenleri adına, Irak Türkmenlerinin ISIS/IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) adlı terör örgütünün 9 haziran 2014 tarihinden beri Kuzey Irak'ı istila etmesi üzerine bugünlerde yaşadıkları korkunç trajik duruma ve karşılaştıkları feci zorluklara dikkatinizi çekmek için bu mektubu size yazıyorum. 

O günden beri ISIS/IŞİD terör örgütü saldırılarını katlayıp istilasını Kuzey Irak'a doğru hızla yaymakta, Irak silahlı birliklerinin konuşlandıkları Kuzey Irak'ta ki dört (Musul, Kerkük, Salaheddin ve Diyala) ilden beklenmedik ve şaşırtan geri çekilişinden doğan boşluk nedeniyle anılan vilayetlerin kısmen ISIS/IŞİD ve Kürt peşmergeler tarafından istilasını kolaylaştırmaktadır.  

Gerçekte Kurt Pesmerge, ya terör örgütü ISIS/IŞİD ile önceden anlaşarak ya da şans eseri Irak hükümet güçlerinin Irak'ın kuzeyinde ki mevcut zayıflığından faydalanarak Kürt peşmergeler kuvvetlerini Kürt özerk bölgesinin ötesinde Kerkük, Musul, Salaheddin ve Diyala illerinde ki sözde "ihtilaflı toprakları" işgal ve kontrol etmek için hızla ilerletmişlerdir. Peşmerge kuvvetleri şimdi Kuzey Irak'ın Türkmen bölgesinin (Türkmeneli) neredeyse tamamını işgal etmekte ve anılan dört vilayette ki Türkmen kasabalarını ve şehirleri kontrol etmektedirler.

ISIS/IŞİD bir hafta önce Musul'u istila ettikten sonra Musul ilinde ki en büyük Türkmen kasabası Telafer'e saldırarak yüzden fazla Türkmen'i öldürmüş ve birkaç yüzünü de yaralamıştır. 200.000 nüfuslu Telafer kasabasının, çoğunluğu kadınlar, çocuklar ve yaşlılardan oluşan halkı kesif bombardıman altında şehri terk etmişlerdir. Kavurucu çöl sıcağında ki bu savunmasız halk barınak, su ve gıda bulmada büyük güçlük çekmektedirler. Onlardan Kürt bölgesine sığınma arayışında olan bazılarının talepleri ret edilmiştir.
  
ISIS/IŞİD; Kerkük ilinde ki Hawija ve Tikrit kasabalarını kontrol altına aldıktan sonra Kerkük, Salaheddin ve Diyala illerinin Türkmen bölgesine geçip bu illerde ki Beşir, Biravceli, Salman Pak, Kara Tepe, Jalawla gibi Türkmen kasabalarına ve Türkmen Bayat kabilelerine ait olan birkaç köye de saldırıp işgal etmişlerdir.

ISIS/IŞİD işgal ettiği bu Türkmen yerleşimlerinin her birinde, işkence, tecavüz, genç kızları kaçırma, Türkmen mülklerini yağmalama ve ayırım gözetmeksizin kadınları, adamları ve çocukları toplu öldürerek insanlığa karşı suç işlemektedirler.

Irak'ta ki bütün bölgelerde yerleşik Türkmenleri Irak ordusunun koruyacağına dair güvence veren Irak hükümeti tarafından Irak'ta ki Türkmenlere ihanet edilmiştir.  

Kerkük ilini savunma ve korumadan sorumlu 12nci Irak tümeninin, tüm silahlarını ve malzemelerini bırakarak bulunduğu mevkii beklenmedik bir şekilde terk etmiştir.

Kürt peşmerge Kerkük ilini ISIS/IŞİD saldırılarına karşı savunmak üzere bölgeyi devralmış ve Irak ordusunun terk ettikleri silahlara el koymuştur.   

Maalesef, ISIS/IŞİD Beşir'e saldırdığında peşmerge kuvvetleri, az sayıda silahlanmış Türkmen halkını kendi köylerini savunma zorunda bırakarak, Beşir çevresinde ki konumlarını terk etmişlerdir. Türkmenler mühimmatları bitinceye kadar ellerinden geldiğince direnmişlerdir. ISIS/IŞİD köyü ele geçirmiş ve köy halkı yerlerini terk etmişlerdir, fakat maalesef hepsi başarılı olamamıştır. En azından düzinelerce kişi öldürülmüş, 30 kişiden fazlası yaralanmış ve bir çoğu hala kayıptır, bunlar ya ölüdürler ya da köyde mahsur kalmışlardır.

ISIS/IŞİD aynı insanlık suçlarını, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 23 Türkmen'i öldürdükleri, Salaheddin ilinde ki Türkmen yerleşimi Biravceli'de işlemişlerdir.

Yukarıdakiler Kuzey Irak'ta kendi kasabalarında, şehirlerinde ve köylerinde silahsız Türkmenlere yapılanlardan bir kaç örnektir.

2003 yılından beri Türkmenler sürekli hedef olmuşlar ve saldırılmışlardır. Öldürülmüşler, yaralanmışlar, fidye için rehin alınmışlar ve mülkleri yağmalanmışlar veya yakılmışlar ve politik liderleri suikasta uğramışlardır.  

Yukarıda anlatılan görünümüyle, Irak'ta ki Türkmen toplumunun hayatta kalması açıkça söz konusudur. Ülkenin mevcut sorunlu durumunda tüm Irak'ta ki, bilhassa Kuzey Irak'ta ki, Türkmenler bir etnik temizlik ve potansiyel soykırımla karşı karşıyadırlar.

Bu nedenle Irak Türkmenleri; Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Bay Ban Ki Moon'u, 1991 - 2003 yılları arasında Irak Kürtlerine sağlandığı gibi Türkmenlere de Kuzey Irak'ta emniyetli bir yaşam sağlamak suretiyle Türkmenlere yardım etmelerini ve onları potansiyel bir soy kırımından korumak için sonuna kadar çaba sarf etmelerini acilen talep ederler

Ayrıca Türkmenler Birleşmiş Milletlerden ISIS suçlularını Irak merkezi yönetiminde ki ve sözü edilen dört vilayetin yöresel yönetimlerinde ki, Türkmenleri savunmasız ve korumasız bırakarak ihanet eden sorumlular ila birlikte Uluslar Arası Suçlular Mahkemesinde yargılanması huşunu acilen talep ederler.  

Saygılarımla

Dr. Hassan Aydinli
Irak Türkmen Cephesi AB'de ki Temsilcisi
Brussels, 21st June 2014.


No comments: