Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı
25 Haziran 2013’te düzenlenen bombalı saldırı sonucu Irak Türkmen Cephesi Başkan Yardımcısı ve Selahaddin İl Meclisi eski Üyesi Ali Haşim Muhtaroğlu ile Selahaddin eski Vali Yardımcısı Ahmet Koca’yla birlikte 19 kişinin hayatını kaybettiği ve 70’den fazla kişinin yaralanmasının ardından ulusal ve uluslararası medyanın gözü saldırının gerçekleştiği Selahaddin’e bağlı Tuzhurmatu’ya çevrilmişti. Yaklaşık son iki yıldır yoğun saldırıların yaşandığı Tuzhurmatu’da ilçenin nüfus çoğunluğunu oluşturan Türkmenlerin doğrudan hedef alındığı her platformda dile getiriliyor olsa da 25 Haziran 2013 saldırısında Türkmenlerin önde gelen liderlerinden biri olan Ali Haşim Muhtaroğlu’nun hayatını kaybetmesiyle Türkmenlerin tepkisi giderek yükselmiş ve Irak hükümetinin Türkmenlerin korunması için adım atmaması durumunda Türkmenlerin kendi önlemlerini alacağının tüm Türkmen partilerinin katıldığı basın toplantısında Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi tarafından açıklanması, nihayet Irak hükümeti adım atmaya itmiştir. Önce Tuzhurmatu’daki durumun incelenmesi için Irak Başbakan Yardımcısı Hüseyin El-Şehristani başkanlığından Bakanlar Kurulu Yüksek Komisyonu kurulmuş ve bu komisyon Tuzhurmatu’da incelemeler yapmıştır. Ardından 9 Temmuz 2013 tarihinde Irak Parlamentosu Başkanı Usame El-Nuceyfi Tuzhurmatu’yu ziyaret etmiştir. Bu ziyaret ilk kez üst düzey bir yetkilinin Tuzhurmatu’yu ziyaret etmesi açısından önemlidir. Aynı zamanda Usame El-Nuceyfi’nin Tuzhurmatu’yu ziyaret etmiş olması, Türkmenlerle iyi ilişkilere sahip olan Sünni Arapların önde gelen liderlerinden olan Nuceyfilerin, Türkmenlere yakınlığını bir kez daha gösterir niteliktedir.
Bilindiği gibi Musul’da 20 Haziran 2013’te yapılan il meclisi seçimlerinde Irak Türkmen Cephesi, Nuceyfilerin liderliğini yaptığı Mutahidun (Birleşikler) Listesi içerisinde yer almıştır. Usame El-Nuceyfi’nin ziyaretinin ardından Irak Parlamentosu’ndan Tuzhurmatu için bir komisyon kurulacağı açıklanmıştır. Aslında bu karar daha önce Bakanlar Kurulu Yüksek Komisyonu’nun Tuzhurmatu ziyareti sonrasında açıklanan konulardan biri olarak dikkat çekmektedir. Tuzhurmatu’da Türkmenlerin korunması için tekrar eden söylemler yerine somut adımlara ihtiyaç vardır. Komisyonlar üzerinden yürütülecek çalışmalarla Irak’ta net sonuçlar alınabildiğini söylemek zordur. Zira Bakanlar Kurulu Yüksek Komisyonu Tuzhurmatu için alınan 10 kararı bir basın toplantısıyla açıklamıştır. Buna göre;
- Tuzhurmatu’nun bir afet şehri olarak ilan edilmesi,
- Tuzhurmatu’da Türkmenlerin korunması için sadece Türkmenlerin içerisinde yer aldığı ordu ve polis güçlerinden oluşan bir tugayın kurulması,
- Tuzhurmatu’daki Türkmen bölgelerinin korunması için gönüllü Türkmen gençlerinden oluşan 500-700 kişilik Türkmen Sahva Gücü’nün kurulması,
- Bağdat-Kerkük bağlantısı için Tuzhurmatu’nun dışından yeni bir yol yapılması,
- Saldırılarda ölen ve yaralanan kişilerin ailelerinin zararlarının tespit edilerek tazmin edilmesi amacıyla Tuzhurmatu içerisinde bir komisyon kurulması,
- Tuzhurmatu’da yıkılan ve zarar gören cami ve hüseyniyelerin devlet bütçesi kullanılarak yeniden yapılması,
- Tuzhurmatu’daki saldırılardan dolayı hayatını kaybeden ve yaralanan kişilerin aileleri için özel konut alanı yapılması,
- Tuzhurmatu’nun idari ve güvenlik açısından bağımsız olarak yeniden yapılandırılması için İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından hızlı bir biçimde yasa tasarısı hazırlanarak Bakanlar Kurulu’na sunulması ve Tuzhurmatu’nun il olabilmesi amacıyla bütün önlemlerin alınması için İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın görevlendirilmesi,
- Tuzhurmatu’nun yeniden imarı için sağlık, kültür ve eğitim kurumlarının yeniden inşa edilmesi bağlamında stratejik planın hazırlanmasının bütün ilgili bakanlıkların öncelik arasına alınması,
- Tuzhurmatu’daki Türkmenlerin korunması için devletin tüm imkanlarının seferber edilmesi ve bu meselenin uluslararası bir konu olarak adledilmesi kararlaştırılmıştır.
Görüldüğü üzere kağıt üzerinde Türkmenler için oldukça önemli adımlar gibi gözükse de bu kararların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli programlara ihtiyaç duyulduğu gerçektir. Öte yandan özellikle Tuzhurmatu’nun il olması ve Türkmenlerden oluşacak bir “sahva gücünün” kurulması, siyasi olarak anlaşmazlık noktalarını oluşturacaktır. Nitekim Türkmenlerin korunması için yukarıda belirtilen önlemler açıklanır açıklanmaz Kürt partiler Türkmenlerden oluşacak bir “sahva gücünün” oluşturulmasına karşı çıkmaktadır. Ancak burada haksız bir itiraz söz konusudur. Kürt peşmergeler ve Kürt partilerine bağlı silahlı güçler hem Tuzhurmatu’da hem de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) dışında olan Diyala’ya bağlı Hanekin, Celevle, Mendeli, Kerkük’e bağlı Altunköprü, Musul’a bağlı Akre gibi ilçe ve nahiyelerde Kürt bölgelerini korumak adına konuşlanırken, bugüne kadar hiçbir silahlı mücadeleye girmemiş, silahlı grup oluşturmamış Türkmenlerin Irak hükümetinin kontrolünde ve denetiminde kuracakları “sahva gücüne” Kürt partilerin karşı çıkması anlamsız kalmaktadır. Türkmenlerin Tuzhurmatu’da kendilerini korumak amacıyla silahlı güç oluşturması, Tuzhurmatu’yu IKBY’ye sınırları içerisine dahil etmek isteyen Kürtleri rahatsız etmektedir. Ayrıca Tuzhurmatu’nun il olması durumunda Türkmenlerin çoğunluk olacağı bir ilin ortaya çıkması ve bu ilin IKBY’ye katılma olasılığının son derece azalması da IKBY’nin sınırlarını genişletmek isteyen Kürtlerin planlarını zarara uğratacaktır. Ancak Kürtlerin bu tavrı özellikle son 2 yıldır gelişen Türkmen-Kürt ilişkilerini de sekteye uğratabilir. Zira Tuzhurmatu’daki gelişmelerin diğer Türkmen bölgelerini de etkileyeceği açıktır. Türkmenler Tuzhurmatu’yu artık bir milad olarak görmekte ve kendi meşru haklarının alınması için ilk adım olarak bakmaktadır. Türkmenler uzun zamandır Tuzhurmatu’da kendilerini korumak için Irak hükümetinden yardım talep etmektedir. Bu yüzden Türkmenler bu kararın sonuçlanmasını sonuna kadar destekleyecektir. Şimdilik Kürtler dışındaki bütün gruplar alınan kararların tatbik edilmesinde hemfikir gözükmektedir. Bu durum Türkmenler için bir avantajdır. Bu nedenle olay soğutulmadan bir yol haritası belirlenmeli ve azami düzeyde bu yol haritasının uygulanması için çaba harcanmalıdır. Ayrıca uygulanacak yol haritasını Türkmenler tarafından uygulanması en uygun yol gibi görünmektedir. Bu yüzden İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın Tuzhurmatu’daki önlemlerin alınması için görevlendirilmesi önemlidir. Bilindiği gibi İllerden Sorumlu Devlet Bakanı Turhan Müftü, Türkmendir. Zira Türkmenler kaderini ilgilendiren konular diğer kesimlerin eline bırakılmamalı, Türkmenler kendi yol haritalarını uygulayabilmelidir.
Bilindiği gibi Musul’da 20 Haziran 2013’te yapılan il meclisi seçimlerinde Irak Türkmen Cephesi, Nuceyfilerin liderliğini yaptığı Mutahidun (Birleşikler) Listesi içerisinde yer almıştır. Usame El-Nuceyfi’nin ziyaretinin ardından Irak Parlamentosu’ndan Tuzhurmatu için bir komisyon kurulacağı açıklanmıştır. Aslında bu karar daha önce Bakanlar Kurulu Yüksek Komisyonu’nun Tuzhurmatu ziyareti sonrasında açıklanan konulardan biri olarak dikkat çekmektedir. Tuzhurmatu’da Türkmenlerin korunması için tekrar eden söylemler yerine somut adımlara ihtiyaç vardır. Komisyonlar üzerinden yürütülecek çalışmalarla Irak’ta net sonuçlar alınabildiğini söylemek zordur. Zira Bakanlar Kurulu Yüksek Komisyonu Tuzhurmatu için alınan 10 kararı bir basın toplantısıyla açıklamıştır. Buna göre;
- Tuzhurmatu’nun bir afet şehri olarak ilan edilmesi,
- Tuzhurmatu’da Türkmenlerin korunması için sadece Türkmenlerin içerisinde yer aldığı ordu ve polis güçlerinden oluşan bir tugayın kurulması,
- Tuzhurmatu’daki Türkmen bölgelerinin korunması için gönüllü Türkmen gençlerinden oluşan 500-700 kişilik Türkmen Sahva Gücü’nün kurulması,
- Bağdat-Kerkük bağlantısı için Tuzhurmatu’nun dışından yeni bir yol yapılması,
- Saldırılarda ölen ve yaralanan kişilerin ailelerinin zararlarının tespit edilerek tazmin edilmesi amacıyla Tuzhurmatu içerisinde bir komisyon kurulması,
- Tuzhurmatu’da yıkılan ve zarar gören cami ve hüseyniyelerin devlet bütçesi kullanılarak yeniden yapılması,
- Tuzhurmatu’daki saldırılardan dolayı hayatını kaybeden ve yaralanan kişilerin aileleri için özel konut alanı yapılması,
- Tuzhurmatu’nun idari ve güvenlik açısından bağımsız olarak yeniden yapılandırılması için İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından hızlı bir biçimde yasa tasarısı hazırlanarak Bakanlar Kurulu’na sunulması ve Tuzhurmatu’nun il olabilmesi amacıyla bütün önlemlerin alınması için İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın görevlendirilmesi,
- Tuzhurmatu’nun yeniden imarı için sağlık, kültür ve eğitim kurumlarının yeniden inşa edilmesi bağlamında stratejik planın hazırlanmasının bütün ilgili bakanlıkların öncelik arasına alınması,
- Tuzhurmatu’daki Türkmenlerin korunması için devletin tüm imkanlarının seferber edilmesi ve bu meselenin uluslararası bir konu olarak adledilmesi kararlaştırılmıştır.
Görüldüğü üzere kağıt üzerinde Türkmenler için oldukça önemli adımlar gibi gözükse de bu kararların gerçekleştirilmesi için uzun vadeli programlara ihtiyaç duyulduğu gerçektir. Öte yandan özellikle Tuzhurmatu’nun il olması ve Türkmenlerden oluşacak bir “sahva gücünün” kurulması, siyasi olarak anlaşmazlık noktalarını oluşturacaktır. Nitekim Türkmenlerin korunması için yukarıda belirtilen önlemler açıklanır açıklanmaz Kürt partiler Türkmenlerden oluşacak bir “sahva gücünün” oluşturulmasına karşı çıkmaktadır. Ancak burada haksız bir itiraz söz konusudur. Kürt peşmergeler ve Kürt partilerine bağlı silahlı güçler hem Tuzhurmatu’da hem de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) dışında olan Diyala’ya bağlı Hanekin, Celevle, Mendeli, Kerkük’e bağlı Altunköprü, Musul’a bağlı Akre gibi ilçe ve nahiyelerde Kürt bölgelerini korumak adına konuşlanırken, bugüne kadar hiçbir silahlı mücadeleye girmemiş, silahlı grup oluşturmamış Türkmenlerin Irak hükümetinin kontrolünde ve denetiminde kuracakları “sahva gücüne” Kürt partilerin karşı çıkması anlamsız kalmaktadır. Türkmenlerin Tuzhurmatu’da kendilerini korumak amacıyla silahlı güç oluşturması, Tuzhurmatu’yu IKBY’ye sınırları içerisine dahil etmek isteyen Kürtleri rahatsız etmektedir. Ayrıca Tuzhurmatu’nun il olması durumunda Türkmenlerin çoğunluk olacağı bir ilin ortaya çıkması ve bu ilin IKBY’ye katılma olasılığının son derece azalması da IKBY’nin sınırlarını genişletmek isteyen Kürtlerin planlarını zarara uğratacaktır. Ancak Kürtlerin bu tavrı özellikle son 2 yıldır gelişen Türkmen-Kürt ilişkilerini de sekteye uğratabilir. Zira Tuzhurmatu’daki gelişmelerin diğer Türkmen bölgelerini de etkileyeceği açıktır. Türkmenler Tuzhurmatu’yu artık bir milad olarak görmekte ve kendi meşru haklarının alınması için ilk adım olarak bakmaktadır. Türkmenler uzun zamandır Tuzhurmatu’da kendilerini korumak için Irak hükümetinden yardım talep etmektedir. Bu yüzden Türkmenler bu kararın sonuçlanmasını sonuna kadar destekleyecektir. Şimdilik Kürtler dışındaki bütün gruplar alınan kararların tatbik edilmesinde hemfikir gözükmektedir. Bu durum Türkmenler için bir avantajdır. Bu nedenle olay soğutulmadan bir yol haritası belirlenmeli ve azami düzeyde bu yol haritasının uygulanması için çaba harcanmalıdır. Ayrıca uygulanacak yol haritasını Türkmenler tarafından uygulanması en uygun yol gibi görünmektedir. Bu yüzden İllerden Sorumlu Devlet Bakanlığı’nın Tuzhurmatu’daki önlemlerin alınması için görevlendirilmesi önemlidir. Bilindiği gibi İllerden Sorumlu Devlet Bakanı Turhan Müftü, Türkmendir. Zira Türkmenler kaderini ilgilendiren konular diğer kesimlerin eline bırakılmamalı, Türkmenler kendi yol haritalarını uygulayabilmelidir.
No comments:
Post a Comment